İkinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşına Katılan Ülkeler

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI

Japonya’da, İtalya’da ve Almanya’da birbirine benzeyen, baskıcı güçlere dayanan rejimler belirmişti. Hepsinin de saldırgan amaçları vardı. Japonlar Mançurya’yı işgal ediverdiler. İtalyanlar Habeşistan’a girdiler. İspanya’da ise, kurulmuş olan cumhuriyetçi rejime karşı kralcıların ayaklandığı sırada, İtalya ve Almanya kralcıları desteklediler ve II. Dünya Savaşı’nda kullanacakları bazı yöntemleri savaşta denediler. Bu saldırılara karşı bir şey yapılmadı. Almanya’nın silahlanması uzaktan izlendi. Dünya bir uçuruma gidiyordu; öteki devletlerin beceriksiz yöneticileri bütün uyarmalara gözlerini kapıyorlardı. Hatta bu arada savaşın başlamasından 5-6 yıl önce Atatürk bu gidişin nasıl bir felâketle sonuçlanacağına dikkati çekmiş ve yabancı bir gazeteciyle yaptığı konuşmada bu görüşünü yabancı ülkelere duyurmak istemişti.

Almanlar Ren Bölgesi’ne giriyor, Avusturya’yı denetimi altına alıyordu. Öteki devlet adamları bu hareketi durduracakları yerde Hitler’in Çekoslovakya’dan istediği bölgeleri armağan verir gibi uzatıyorlardı. Alman Nazi Partisi açıkça ırkçı bir yol tutmuştu ve Yahudilere büyük baskı yapmaktaydı. Gene susuldu, görmemezliğe gelindi. Hitler de bu azgın saldırganlığına kimsenin bir şey diyemeyeceğinden emin olarak Polonya’ya saldırdı (1 Eylül 1939). Böylece II. Dünya Savaşı başlamış oldu. İngiltere ve Fransa hemen savaş ilân ettiler. O sırada Rusya’nın başında bulunan Stalin de Almanlarla yaptığı ve bütün dünyayı şaşırtan bir saldırmazlık antlaşmasına dayanarak sessiz kaldı, hatta Polonya’yı işgal ettirerek Almanlarla bölüştü.

Hitler birden Norveç’le Danimarka’yı işgal etti ve Hollanda, Belçika ve Fransa’ya doğru sarktı. Aslında bu hareket beklenmiyordu. Almanlar kısa zamanda bu ülkeleri işgal ederek Manş kıyılarına indiler. Böylece 2 ay içinde Almanlar yıldırım savaşı taktiği ile 5 ülkeyi geçerek İngiltere’nin burnunun dibine gelmişlerdi. Bu bozgun içinde tek başarılı hareket Dunkerque (Dönkerk) Hareketi diye anılan kurtarma hareketidir. Çok kısa bir zaman içinde 300 000 kişi Dunkerque (Fransa’dan) İngiltere’ye geçirilerek kurtarıldı.

Bu sırada İtalya bu başarılardan bir pay koparmak için savaşa katıldı ve Fransa’da bazı yerleri işgal etti. Daha sonra İtalya ile Almanya güneydoğu Avrupa’ya birlikte el attılar; Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya kısa zamanda ellerine geçti. Kısa bir çatışmayla Yunanistan da Almanlara teslim oldu. Aynı şekilde Rusya’ya saldırdılar ve hızla ilerlemeye başladılar. Moskova’ya çok yakın bir yerde duraklama oldu. Çok sert kış gibi iklim şartlarının yanı sıra Rus halkının ve ordusunun bir bütün olarak çarpışması Almanları durdurdu.

Almanlara karşı ikinci bir direniş Kuzey Afrika’da belirdi. İtalyanlar uzun zamandır burada ilerlemeye çalışıyorlardı. Başarısızlıkları üzerine Alman birlikleri işe el koydu; durumu biraz toparlamaya ve Mısır’a girmeye başladıkları bir sırada İngiliz kuvvetlerinin iyi bir direnmesi ile karşılaştılar ve geriye çekilmek zorunda kaldılar. Bir yıl sonra Amerikalıların da savaşa girmesiyle oradaki Alman birlikleri büyük bozguna uğradı.

Bu sıralarda Alman kuvvetleri uzun zamandır kuşatma altında tuttukları Stalingrad’da yavaş yavaş kırılmaya başladılar. Rusların bir saldırısıyla kaçmaya başladılar. Stalingrad kuşatması bir bakıma Alman kuvvetlerinin kaderini belirledi. Kısa bir zaman içinde Almanlar kendilerini Polonya’da buldular.

Amerika, Kanada ve İngiliz kuvvetleri de Sicilya’dan çıkarma yaparak aynı hızla İtalya içinde kuzeye doğru ilerlemeye başladılar. İtalya hükümeti devrildi; yeni bir rejim kuruldu ve İtalyanlar da Almanlara karşı yürümeye ve ülkelerinin kuzeyini onlardan temizlemeye katıldılar.

Savaşın önemli sahnelerinden biri de Büyük okyanustu. Japonya’nın da, Amerika’nın da, İngiltere’nin de Büyük okyanusta iddiaları vardı. Savaşla beraber Japonların orada saldırıya geçecekleri zaten bekleniyordu. Japonların Pearl Harbor (Pörl Harbır) limanında Amerikan donanmasına yaptıkları baskından sonra savaş oraya da atladı. Japonlar ilk elde çabukça ilerlediler. Endonezya, güneydoğu Asya yönetimleri altına girdi. Ama, 1942’den sonra durum yavaş yavaş tersine dönmeye başladı. Amerikan, İngiliz kuvvetleriyle birlikte yerli halklar (örneğin Filipinliler, Çinliler) direnmeye ve düşmanı yıpratmaya başladılar.

2. DÜNYA SAVAŞINDA TÜRKİYE’NİN DURUMU

Yurdumuz bu savaştan uzak kaldı. Her iki taraftan gelen baskılara direndi. Bu arada Avrupa ülkelerinde, savaşa katılmaması çok eleştirildi; takınılan noktalardan biri de Türkiye’nin bazı önemli malzemeyi Almanlara satmasıydı. Yalnız unutmamak gerekir ki Türkiye Alman zulmünden kaçan Yahudilere kapısını açmış ve bu kaçırma çalışmalarının önemli bir merkezi olmuştur. Böylece binlerce insanın hayatlarının kurtulmasına yardım etmiştir. Öte yanda yurdumuz sonuna kadar tarafsızlığını sürdürmüş, kendisini savaşa sokmak için defalarca uğraşan İngilizler ’in, Amerikalıların, Almanların karşısında direnmiştir. Savaşın sonuna doğru Türkiye Almanlara resmen savaş ilân etmiştir.

ATOM BOMBASI

Savaş sona ermek üzereydi. Almanya teslim olmuştu. Japonya son güçlerini harcıyordu. Bu sıralarda, Amerika Başkanı Roosevelt (Ruzvelt) öldükten sonra, Rusya ile Amerika’nın arasında çekişme başlamıştı. Başkan Truman hem Rusların gözünü korkutmak ve Stalin’i durdurmak, hem de Japon savaşını bir an önce bitirmek için atom bombasının kullanılmasına karar verdi. Bu karar çok tartışmaya sebep olmuştu; birçok bilim adamı bombanın canlı varlık üzerinde kullanılmaması için baskı yapmaya çalışmışlardı. Yalnız o günün siyasal şartları ağır bastı ve atom bombası iki defa kullanıldı. Birincisi Hiroşima’ da 6 Ağustos 1945’de sabah saat 8.15’de patlatıldı. O gün 70 000 kişi öldü; bir o kadar da yaralı oldu. Ölenlerin % 70’i yanmaktan ve kavrulmaktan öldü. Şehirdeki binaların % 70’i de tamamen yıkıldı. Ölmeden kurtulanların rahatsızlıkları bütün hayatları boyunca devam etti. Böylece, savaş hedeflerinin dışında, sivil halkın bulunduğu koca bir şehir mahvolmuştu.

9 Ağustos’ta da Nagazaki’ye ikinci bomba atıldı. 35 000 ölü, çok daha fazla yaralı ikinci patlamanın sonucudur.

SAVAŞ SUÇLARI

1924’te Alman mahkemeleri Nazi partisinin zararlı ve suç işleyen bir topluluk olduğu hakkında bir karar almıştı. Ne kadar haklı olduğu çok sonra açıkça anlaşıldı. Savaştan sonra Almanya’da Nürnberg’de toplanan uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi bütün bu suçları teker teker gözden geçirdi. Soruşturmalar sonunda Naziler ’in savaş suçları, barışa karşı suçlar, insanlığa karşı suçlar işlediklerini belirledi. Ceza olarak birçok ağır hapis ve idam cezası verdi.

Delilleri ile ortaya konulan suçlar arasında sivil halkı işgalden sonra uzak şehirlere taşıyıp zorla çalıştırma, esirlere işkence, önüne geleni keyfince öldürme, sırf panik yaratmak için çoluk, çocuk herkesi kurşuna dizme gibi suçlar vardı. Öte yanda tarafsız ulusların ticaret gemilerinin yolunu kesmek, içindekileri öldürmek, gemileri batırmak da yer alıyordu. Yahudi ırkına planlı, hesaplı olarak yapılan işkenceler, öldürmeler, fırınlarda yakmalar bütün dünya ulusları tarafından nefretle anıldı. İnsanlık tarihi boyunca çok az rastlanan ve hele XX. yüzyılda eşi görülmeyen bu barbarlık sonunda 5 milyon Yahudi öldürüldü.

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINA KATILAN ÜLKELER

Bir yanda Almanya, Japonya ve İtalya ile bunların türlü oyunlarla işgal edip zorla kendi yanlarında savaşa soktukları Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Slovakya gibi ülkelerle Siyam ve Finlandiya gibi daha çok tek başlarına savaşa katılmış ülkeler vardı. Karşılarında Fransa, İngiltere, A.B.D., S.S.C. Birliği, Arjantin, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Çin, Küba, Kosta Rika, Çekoslovakya, Danimarka, Mısır, Habeşistan, Fransa, Yunanistan, İran, Irak… gibi birçok devlet yer aldı. Bu devletlerin çoğu çatışmalara hiç katılmadıkları halde savaşın sonundaki barış konuşmalarına katılabilmek için ve bazı meselelerini çözümleyebilmek için savaşın son günlerinde savaş ilân ettiler.

KAYIPLAR: Bu savaşta kayıplar çok daha fazla oldu. Kayıpların ve ölülerin sayısı hiç bir zaman kesinlikle bilinemedi. Toplam olarak 36 milyon insan ölmüştür.

Ölümlerin bir kısmı savaş alanında, bir kısmı da bombalanan ya da planlı olarak öldürülen sivil halk arasından olmuştur.

Ülke                                      Ölen sayısı

Rusya                                   17 000 000
Almanya                             6 000 000
Polonya                               6 000 000
Japonya                              2 000 000
Yugoslavya                         1 600 000
Fransa                                  570 000
Romanya                            460 000
İtalya                                    450 000
Macaristan                         430 000
Amerika                              400 000
İngiltere                              400 000

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir