Efsane, Efsane Nedir, Mitos, Mitos Nedir

Efsane, halkın ağzında dolaşan, olağan dışı kahramanlarla, olaylarla bezenmiş hikâyelerdir. Kahramanlar hep üstün kişilerdir; ya bir tanrı kadar güçlenmiştir, tanrılara yaraşır işler yapar, ya da bir tanrıdır. Efsaneler çoğunlukla çok tanrılı dinler zamanından kalmadır. Kahramanlar ya kötü kişilerle ya da canavarlarla karşılaşır, dövüşürler. Başarılması imkânsız işlere atılır, başarırlar. Bazıları aşk öyküsüdür; bununla birlikte serüven o kadar akıl almaz olur, sevgililer öyle güçlüklerle karşılaşır ki efsaneleşirler.
Tarihin çok eski çağlarından kalmış olan ve inanış haline gelen efsanelere mitos denir. Mitoslar çoğunlukla dünyanın ve insanların yaradılışı konusunu işler; tanrılarla insanlar arasındaki ilişkiyi anlatır. Mitosların tümüne mitoloji denir. Mitoloji sözü ayrıca mitosları inceleyen bilgi kolunun da adıdır. Mitoslar ve efsaneler halkların hayallerinden yarattığı eşi bulunmaz, hoş öykülerdir. Bunlar ulusların sevinçlerini, üzüntülerini, korkularını ve tasalarını dile getirir.

Halk masalları, efsaneler ve mitoslar arasında bir ayırım yapmak güçtür. Çünkü hepsi de aşağı yukarı benzer konuları işlerler; hatta değişik ulusların masal ya da efsaneleri başka ulusların masal ve efsanelerini çok andırır.

Bununla birlikte, masalların çok olağan dışı olup bir ulusun ya da halkın öyküsünü anlatanlarına efsane, efsanelerin de tarihin eski dönemlerinden kalmış, inanış haline gelmiş olanlarına mitos diyoruz. Halkın ağızdan ağza anlattığı bütün bu öykülerin içinden bazıları bildiğimiz dünyanın dışındaki ya da ondan önce geldiği ileri sürülen bir dünyanın öyküleri-dir. Öyküler tanrıların, yarı tanrıların, üstün insanların serüvenlerini ya da insanların, hayvanların, bitkilerin ve cansız varlıkların yaradılışın, bugünkü niteliklerini kazanışlarını anlatır.

İlk insanların efsaneleri daha basit öykülerdi. Mısırlılar zamanında efsaneler karışmaya ve kalabalıklaşmaya başladı; çünkü Mısırlıların birçok tanrısı vardı. Mısırlılardan sonra Mezopotamya’da Babil, Asur ve Fenike mitolojileri göze çarpar. Onları Iran mitolojisi izler. Bunlar çoğunlukla birbirinden yararlanmıştır; aynı tanrıların başka başka adlarla ortaya çıktığını görürüz. Yunan mitolojisi ise en zengin olanıdır. Yunanlılar kendilerinden önceki mitoslardan ve tiplerden yararlanarak efsane dünyalarını renklendirmişlerdir. Yunan mitolojisinde, tanrılar insanlaşmış- tır; insanlar gibi aile düzenleri kurmuşlar, kendi aralarında iş bölümü yapmışlar, baş tanrılığı ele geçirmek için kanlı olaylara karışmışlardır ve durma- dan kavga ederler, ahlâksızca işler çevirirler. Bazı Yunan yazarları onların ahlâksızlığından ve kavgalarından usandıklarını yazmışlardı. Romalılar temel olarak Yunan mitolojisinden yararlanmışlardır.

Türk mitolojisi de totem dinlerinin sonucudur. Bunda kurt ve kartal önemli yer tutar. Geyik, ağaç, yıldırım da insanın yaradılışında adı geçen mitolojik varlıklardır. Oğuz Destanı, Ergene kon Destanı ünlü Türk efsanelerindendir.

Müslümanlık tek tanrılı bir din olduğu için, mitosları ve efsaneleri ya kendi içinde eritmiş ya da (çoktanrılı dinlerden geldikleri için) yavaş yavaş silmiştir. Hristiyanlıkta da bu Özellik görülür. Müslümanlık kendi efsanelerini de kimi gerçekten olmuş, kimi hayal edilmiş bazı olaylardan yaratmıştır. Örneğin Hızır adı efsanelere karışmış böyle bir kişidir. Hızır «Kur’an»da görünmektedir; ayrıca Gılgamış destanında da ona benzer biri vardır.

Bazı halk kahramanları da efsanelerin yenilmez kişisi olmuştur. Zaloğlu Rüstem bunlardan biridir. İranlıların da, Türkler ‘in de benimsedikleri bir kişidir. Efsanelere göre Rüstem gözü pek, çok iyi silah kullanan, iriyarı biriydi. Babasının çalınmış kılıcını bulmak için yollara düştüğü sırada Demir Pehlivan’ın kızıyla karşılaştı; onu sevdi. Demir Pehlivanla düello etmek zorunda kaldı. Sonra onun hastalığına derman olacak aslan kanını bulup getirdi. Kızla, evlendi. Rum kralının üstüne saldığı binlerce askerle tek başına, bazen karısıyla savaştı; çoğunu kırıp geçirdi. Düşmanlarını yenince mutlu bir hayat geçirdi. Battal Gazi, Danişmend Gazi de bu tür kahramanlardandır. Kerem ile Aslı, Ferhat’la Şirin gibi efsanemi öyküleri de ayrı bir bölüm olarak görmek gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir