Ev, Eski Türk Evleri, Evin Tarihi

Ev Hakkında Bilgi

İnsanların doğadan korunmak, günün bir bölümünü içinde geçirmek için yaptıkları barınaklara ev denir. İnsan, nerde yaşarsa yaşasın, bir yere sığınmak, sıcak yerlerde güneşten, soğuk yerlerde kar ve yağmurdan, fırtınadan, yaban hayvanlarından korunmak zorunda kalmıştır. Önceleri, özel bir yer yapmayı bilememiş, mağaralardan, ağaç kovuklarından yararlanmıştır. Yaban hayvanları da sığınacak yer ararken mağaralara sokulduğu için daha sonraları, insan kendisine ağaçtan, taştan barınaklar yapmıştır.

Göçebe olarak yaşayanlara, belli bir yerde kurulmuş evler uygun düşmüyordu. Bu yüzden deriden ya da kumaştan yapılmış çadırlar da ortaya çıktı.

Zaman ilerledikçe bu barınaklar insanlara yetersiz gelmeye başladı. Evlerinin rahat, kullanışlı, dayanıklı ve güzel olmasını istediler. Bu arada pek çok malzemeden yararlanmayı da öğrenmişlerdi. Yavaş yavaş evler büyüdü; bütün gereksinmeleri karşılayacak duruma girdi. İleri gelen kişiler, yöneticiler, zenginler için kocaman saraylar bile kuruldu. Sonunda elektriği, suyu, ısıtma düzeniyle bugünün rahat evleri ortaya çıktı.

EVLERİN BÖLGELERE GÖRE DEĞİŞMESİ

Evlerin biçimi, yapı malzemesi bölgeden bölgeye değişik özellikler gösterir. Bu özelliklerde iklimin ve yöresel şartların etkisi büyüktür. Günümüzde şehir evleri belli bir düzeye erişmiştir ve genellikle birbirlerine benzer. Köy evleri ise bugün de yöresel özellikler taşır.

Önce evler sabit ve taşınabilir olarak ikiye ayrılır. Taşınabilir olanlar göçebelerin evleridir. Bunlara genellikle çadır adı verilir. Göçebelerin yaşayış biçimine göre çadırlar bazen çok basit, bazen de sabit bir ev kadar kusursuzdur. Örneğin, Büyük Sahradaki göçebelerin çadırları, deve kılından yapılmış, küçük, kolayca taşınabilecek biçimdedir. Eskimolar ve Japonlar üstü delik, ren derisinden yapılmış çadırlarda yaşarlar. Buna karşılık Türkistan steplerinde yaşayan göçebeler hayvanla ya da kurulu olarak arabayla taşınan, yurt adı verilen büyük ve kullanışlı çadırlarda otururlar. Bazı Arap boyları eksiksiz bir eve benzeyen çadırlardan yararlanır.

Sabit evler malzeme ve biçim bakımından çok çeşitlidirler. Ekvator bölgesinde çalı ve yapraklardan yapılmış kazıklar ya da kuş yuvası gibi ağaçlar üzerine oturtulmuş kulübeler vardır. Bazen ev yalnız bir damdan ibarettir. Orta kuşakta, ormanlık bölgelerde ahşap evler çoğunluktadır. Evin biçimi bölgenin özelliklerine ve geleneklerine göre değişir. Orman azaldıkça kerpiç ya da taştan yapılmış evler görülmeye başlar. Ağaç azaldıkça evlerin çatısını örtmek zorlaşır. Mısır’da Feîlahlar toprak evlerinin çatısını bazen hiç örtmezler. Çünkü yağmur pek azdır. Yalnızca güneşten korunmak için yaprak ya da tahta gölgeliklerle yetinirler. Akdeniz ülkelerinde de, ilk çağlardan beri, üstü gittikçe darlaşan, koni biçiminde taş evler yapılır. Avrupa’nın ormansız bölgelerinde yapı malzemesi taş ve tuğladır. Çatının eğimi ve malzemesi bölgelere göre değişir. Tahıl tarımı yapılan bölgelerde samanla örtülmüş çatılara rastlanır. Yunanistan ve Arap yarımadasında toprak ve taraça gibi düz çatı biçimi yaygındır. Günümüzde kiremit çatı örtü malzemesi olarak çok yaygınlaşmış, köylere kadar girmiştir. Köy evlerinde özel ihtiyaçlar göz önünde tutulur.

BUGÜNÜN EVLERİ

XIX. yüzyılda endüstri devrimi yapı işlerini de çok değiştirdi. Bıçkı makineleri kerestenin işlenmesini kolaylaştırdı ve ucuzlattı. Çivi, inşaat demiri fabrikalarda yapılmaya başlandı. Trenler, vapurlar malzemenin ulaşımını sağladı. Çağdaş mimarlıkta teknikten çok yararlanılmaktadır. Cam, çelik, alüminyum vazgeçilmez yapı malzemeleri olmuştur.

Bugün, büyük şehirlerde çok katlı apartmanlar yapılmaktadır. Konforlu daireler küçük bir alanda birçok kişinin rahatça yaşamasını sağlar. Bu yapılar elektrikle aydınlanır, kaloriferle ısıtılır. Su ve havagazı donanımı yaşamayı kolaylaştırır.

TÜRK EVLERİ

Orta Asya Türkleri evlerini kerpiç ya da taşla yaparlardı. Anadolu’ya göçünce bu geleneği sürdürmekle birlikte, Orta Anadolu’daki köy evleri kerpiçtendir. Kasaba evleri çoğunlukla iki katlıdır. Alt katta ahır, samanlık, ambar bulunur. Odalar ikinci kattadır. Üst katta bir yanı açık bir tahtaboş vardır. Yazlar bu tahtaboşta geçer. Sokaktan görülmesin diye tahtaboşlar evin arkasına yerleştirilmiştir. Üst kattaki odalar sokağa çıkıntılıdır. Türk evlerinde tavan süslemelerine çok önem verilir.

Güney Anadolu evleri avlu içine yerleştirilmiş taş yapılardır. Damları düzdür. Yazlar çok sıcak geçtiğinden damda yatılır.

Eski İstanbul evleri bahçe içindeydi. Giriş katındaki geniş sofaya açılan odalar yemek ve hizmetçi odası olarak kullanılırdı. Birinci kat harem (kadınlar bölümü), selâmlık (erkekler bölümü) olarak ikiye ayrılırdı. İkinci katlardaki odalar dışarıya taşardı. Yer kazanmak için yapılan bu çıkıntılara çıkma denirdi. Odalar, sofalar geniş, yüksek tavanlı ve bol pencereliydi. Çatı kiremitle örtülü, tavanlar tahtaydı. Doğu Anadolu evleri çoğunlukla taştan yapılmıştır. Bir ya da iki katlıdırlar. İklim sert olduğu için pencereleri azdır. Tavanlar yüksek, damlar toprakla örtülüdür.

TAKMA EVLER

Takma ev yapımı, bugünün barınak sıkıntısını kolayca çözümleyecek bir yoldur. Bu teknikte, bir evin bütün bölümleri ayrı ayrı hazırlanır. Sonra kolayca birleştirilerek ev istenilen yere kurulur (monte edilir). Takma evler belli birkaç tipe göre hazırlanır. Evin parçaları fabrikalarda kısa zamanda yapılır. Böylece ucuz ve çabuk yapım sağlanır. Hazır parçalar, arsa üzerine belli bir sırayla, kısa bir süre içinde takılabilir.

II. Dünya Savaşı’nda pek çok kent yıkılıp yakılmış, halk açıkta kalmıştı. O sırada ortaya çıkan takma evler, bombalanan yerlerin halkına, kısa zamanda barınak hazırlanmasını sağlamıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir