Dokumacılık
İpliği kumaş, halı, kilim v.b. durumuna sokma işlemine dokumacılık denir. İnsanlara giyinmek, evlerini döşemek için dokunmuş eşya, kumaş, kilim, halı gerekliydi. Bu yüzden daha ilk çağlarda ipliği ve bunu dokumanın yollarını buldular. Yüzyıllarca elde eğrilen ipliklerle ilkel tezgâhlarda dokumacılık yapıldı. İnsanlar, zamanla, yün, pamuk, ipek, keten gibi değişik malzemeleri dokumayı öğrendiler. Teknik ilerledikçe bu işler kolaylaştı. Son yüzyıllarda kurulan fabrikalarla, dokumacılık büyük bir endüstri durumuna girdi. Günlük hayatta kullanılan dokumaların ortaya çıkması için, bugün bile uzun işlemler gerekmektedir. Önce çeşitli malzemeden iplik yapılır. Sonra bunlar boyanır ve birçok biçimlerde dokunur. Boyama işi kumaş olarak dokunduktan sonra da yapılabilir.
İP VE İPLİK
XIX. yüzyıla kadar yün, tiftik, deve tüyü, ipek gibi hayvansal maddelerden ve pamuk, keten gibi bitkisel maddelerden iplik yapılırdı. Bu iş için çıkrık, öreke gibi basit araçlar kullanılırdı. Son yüzyıllardaki büyük buluşlar bu işlerin fabrikalarda yapılmasını sağladı.
Fabrikaya gelen ham madde kabartılır, didiklenir ve tabaka olarak toplanır. Sonra üzerlerine yağ serpilerek, makinelerde taranır. Tezgâhlarda düzgün tel şeritler durumuna sokulur. Bu şeritler demetler halinde başka makinelere gönderilir ve iplik haline getirilir. Bu iplikler bükme makinelerinde büküldükten sonra iplik artık hazır olmuştur. Dokuma işlemine geçilebilir.
Son yüzyılda hayvansal ve bitkisel maddelerden yapılan ipliklere yapay (sentetik – insanlar tarafından değişik maddelerin birleştirilmesiyle ortaya çıkarılan) iplikler eklenmiştir. Bunların en yaygını olan naylon iplik 1938’de bulunmuştur. Naylonun ilkel maddeleri karbon, hava ve sudur. Orlon, da naylonun daha geliştirilmiş çeşididir. Bu maddelerin hayattaki yeri gün geçtikçe artmakta, kullanış kolaylıkları ve ucuzluğu bunları yaygın duruma sokmaktadır.
İpliklerin bir araya getirilerek kalınlaştırılmış biçimine ip denir. İp kalınlığına göre sırasıyla sicim, urgan, halat olarak adlandırılır. Bunlar iplerin istenilen kalınlığa gelene kadar üçleme, dörtleme yoluyla bükülmesiyle yapılırlar. İpler ayrıca kimyasal maddelere batırılarak sağlamlaştırılır. Eskiden beri kendir ve kenevirden yapılan ip, urgan ve halatlar, bugün madenden ve naylondan da yapılır.
KUMAŞ
Çeşitli ipliklerden yapılan dokumalara kumaş denir. Kumaş, dokuma tezgâhında çözgü teli denilen boyuna ipliklerin arasına atkı teli denilen enine ipliklerin geçirilmesiyle dokunur. Atkı telleri, çözgülerin birinin altından ötekinin üstünden geçirilerek örülür. İleri geri hareket eden bir tarak dokumayı sıkıştırır. Kumaşlar dokunuş özelliklerine göre çeşitli adlar alır. Ayrıca kullanılacağı yere göre elbiselik, paltoluk ya da yapıldığı maddeye göre yünlü, pamuklu, ipekli gibi de adlandırılırlar.
El dokumasıyla makine dokuması arasında işlem bakımından bir fark yoktur. Yalnız makinede dokunanlar daha sağlam ve çok daha çeşitli olur. Ayrıca makinede dokuma, çok çabuk yapılabilmektedir.
Türkiye’de eskiden beri çeşitli kumaşlar dokunmaktadır. Bunlardan halı gibi üstünde kısa lif bırakan kumaşlara kadife, sert ipeklilere canfes, üstü parlak kumaşlara atlas, yünlü kaba kumaşlara aba, sim işlilere çatma, çok ince pamuklulara tülbent, kalın yünlülere çuha denir.
HALI
Genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü kalın yaygılara halı denir. Son yıllarda fabrikalarda da dokunmaya başlanan halılar, genellikle tezgâhlarda dokunur. Halı tezgâhı kalın sırıklardan yapılmış, dikey duran bir çerçevedir. Yukardan aşağıya çok sık yün iplikler gerilmiştir. Halı dokunurken önce yatay bir iplik geçirilir; sonra düşey ipliklere küçük püsküller bağlanır. Bu püsküller halıya yumuşak, tüylü bir yüzey sağlarlar. Püsküllerden sonra bir atkı daha atılır ve bir aletle sıkıştırılır. Böylece bütün halı dokunur. Halıcılıkta yün, deve tüyü ya da ipek kullanılır. Desenli halılar, kareli bir kâğıt üzerindeki örneğe bakılarak dokunur. İyi cins bir halıda her santimetre kareye aynı sayıda düğüm düşmesi gerekir. Ayrıca santimetre kareye düşen düğüm sayısının çokluğu halının değeri için de bir ölçüdür. Halı dokunurken atılan düğümlerin saçakları eşit olmaz. Dokuma işi bittikten sonra ustalar halının yüzeyini düzeltir, tüylerini aynı seviyeye getirirler.
Doğu halıları, özellikle İran, Türkiye, Orta Asya ve Suriye halıları bütün dünyada ün yapmıştır.
Türk halılarının renkleri parlaktır. Kullanılan bitkisel boyalar renklerin değişmesini, atmasını önler. Genellikle kırmızı renk çok kullanılır. Desenleri çok değişiktir. Birçoğu gerçek bir sanat eseridir. Hayvan ve insan resmi kullanılmaz. Türk namaz seccadelerinde kullanılan mihrap deseni, bütün dünyada Türk motifi olarak tanınır. Türkiye’ nin birçok yerinde halıcılık yapılmaktadır. Isparta, Kula, Bergama, Gördes, Konya, Sivas, Kayseri, Uşak, Hereke, Demirci halıları ayrı özellikler taşırlar. Ayrıca İstanbul ve Konya’da birer halı fabrikası kurulmuştur.
KİLİM
Tüysüz, kumaş gibi dokunmuş yaygılara kilim denir. Üzerlerindeki süsler dokunurken renkli atkı ve çözgü iplikleriyle ortaya çıkarılır. Böylece her iki tarafında da aynı desenler görülür. Türk kilimleri de, halıları gibi dünyada ün yapmıştır. Kilimler halk sanatının en güzel örnekleridir. Cicim adını taşıyan kilimler dar olarak dokunmuş parçaların yan yana getirilmesiyle ortaya çıkar. Cicimin süsleri atkıların arasına, gereken yerlere renkli iplikler atılarak yapılır. Bundan dolayı cicimlerin tersi yüzünün aynı olmaz.