Böcek Türleri, Böcek Çeşitleri

Böcekler 8 takıma ayrılırlar: 1 — Zar kanatlılar, 2 — Çift kanatlılar, 3 —Pul kanatlılar, 4 — Kın kanatlılar, 5 — Düz kanatlılar, 6 — Yarım kanatlılar, 7 — Damar kanatlılar, 8 — Kanatsızlar.

ZAR KANATLILAR. — Bu takımdan olan böceklerden en çok tanıdığımız arılar ile karınca toplu halde yaşarlar. Zar kanatlı böceklerin kanatlarının içi damarlıdır. Bu damarlarda hava dolaşır. Arılar sürekli uçarlar. Karıncalarda ise kanat iş görmez; körelmiştir. İşçi karıncaların kanatları da düşer.

ÇİFT KANATLILAR. — Bu takımdan olan böceklerin 2 kanadı vardır. Uçucu hayvanlardır. Bunların içinde karasinek ve sivrisinek herkesin çok iyi tanıdığı böceklerdir. Çevremizdeki hayvanlar içinde sinek (karasinek ve sivrisinek) kadar insanlara yapışan, bıktıran ve zarar verici bir hayvan yok gibidir. Bunlar soğuk yerlerden, en sıcak ülkelere kadar her yerde yaşarlar. Besinlerini emerek alırlar, insanlara, hayvanlara asalak yaşar ve kanlarını emerler.

Bu takımdan olan tatarcık da emici ve insanlara zarar veren bir hayvandır.

PUL KANATLILAR. — Bu sınıftan olan böcekler güzel ve renkli kanatlarıyla göze çarparlar.

Ailenin içinde en güzelleri herkesin çok iyi tanıdığı kelebekler ile pervanelerdir. Ayrıca ipekböceği de çok yararlı bir böcektir. Tırtıl halindeyken ördüğü kutucuk-tan (kozadan) ipek elde edilir. Bunun için bu böceğe ipekböceği denir.

Kelebekler 4 kanatlıdır. Kelebeklerin kanatları pullarla örtülüdür. Bu pullar gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Ama büyüteçle bakılınca bunların kiremitler gibi birbirlerinin üstüne dizili oldukları görülür. Kelebeklerin, güneşte uçarken hayranlıkla seyrettiğimiz renkleri bu pullardan ileri gelir.

Kelebeklerin vücutları incedir. Kanatlarının yalnız bir yanı renklidir. Bu bir yanın renkli olması kelebekleri düşmanlarından korur. Çünkü kelebek uyur ya da dinlenirken kanatlarını dimdik tutar, renkli tarafı görünmez. Kanadın renksiz yanı genellikle üzerine konduğu bitkinin rengini andırır ve böylece kelebek düşmanlarından gizlenir.

Pervaneler gece kelebekleridir, vücutları kelebeklerden daha kalındır. Geceleri uçarlar. Pervanelerin kanatları da kelebeklerinki gibi pullu ve ağızları emmek için hortumludur. Tam bir kelebek olmadan önce, tırtıl halindeyken kendilerine bir koza örerler. Pervanelerin de birçok türleri vardır. Bunlar ışık olan yerlerde uçuşurlar.

Elbiselerimizi yiyen güveler de bu takımın en küçükleridir. Güvelerin başlıca 3 türü vardır.

Güve, tüylü kumaşları çok sever. Elbise güvelerinden başka, kürk, deri ve kâğıt güveleri de vardır. Bazı güve böcekleri, kanatsızlar ailesinden sayılır;

KIN KANATLILAR. —  Çoğunun 2 çift kanadı vardır. Bunlar tam başkalaşma geçirmeden önce 3 başkalaşma dönemi geçirirler. Boynuz gibi sert olan ön kanat uçmak için kullanılmaz. Sert kanatlı böceklerin binlerce türü vardır. Zararlı hayvanları avladıkları için bazıları insanlara yararlı olurlar.

Bu takımdan olan böceklerin en tanınmışları geceleri yanıp sönerek uçuşan ateşböceği, çocukların çok sevdiği uğurböceği (bayram böceği) ile mayısböceği, gübreböceği, tahta böceği ile kaplanböceğidir.

DÜZ KANATLILAR. — Bu aile içinde, evde, bahçelerde ve kırlarda çok gördüğümüz çekirgeler, hamamböcekleri, cırcırböcekleri vardır. Kanatlarını daha çok sıçramak için kullanan bu tür böcekler çok obur olurlar.

Çekirge, herkesin çok iyi tanıdığı ilginç bir hayvandır. Çekirgeler genellikle yeşil, ya da toprak renginde olurlar. İçlerinde ağaç ve kül renginde olanlar da vardır. Bu böcekler mırıltıya benzer garip bir ses çıkarırlar. Bu ses, kanatlarını birbirine sürtmelerinden ileri gelir. Sıcak yaz günlerinde bunların sesleri kulağa hoş gelir. Çekirgeler, uzun olan art ayaklarının yardımıyla çok iyi sıçrarlar. Kısa olan ön ayaklarının yardımıyla da dik duvar ve ağaçlara tırmanırlar. Bazı zararlı böcekleri ve kurtçukları yiyerek insanlara yararlı olurlarsa da, sürü ile dolaştıkları yerlerde çiftçilerin başına belâ kesilirler. Kemirici ve açgözlü olduklarından sürü halinde bütün ekinleri, bahçe bitkilerini, hatta ağaçları kemirip, kuruturlar.

Yurdumuzda, genellikle güney ve güneydoğu bölgeleri çekirge sürülerinden sıkıntı yaşamaktadır. Çünkü Suriye ve Arabistan’dan gelen çekirge sürüleri geçtikleri yerlerde yeşillik diye bir şey bırakmazlar.

Hamamböceği, mutfaklarda, fırınlarda, banyolarda ve her türlü yiyeceklerin saklandığı ılık ve nemli yerlerde sürülerle dolaşır, yassı vücuduyla küçük deliklerden ve yarıklardan geçer. Hamamböcekleri, öteki böcekler gibi başkalaşma geçirmezler. Doğdukları zaman da analarına, babalarına benzerler. Yalnız kanatsızdırlar. Çok ürerler. Yiyeceklerden başka tahta, kumaş ve kâğıt bile yerler.

Cırcırböceği, çekirgelerin benzeridir. Bu böcekler hamamböceğinin de akrabasıdır. Ama, bunlar çekirgeler ve hamamböcekleri kadar obur değildirler. Durmadan öterler. Zaten cırcır adı da, yaz günleri kafa şişirecek derecede öttükleri için verilmiştir. Bu böcekler de, çekirgeler gibi, kanatlarını birbirine sürtüştürerek ses çıkarırlar. Cırcırböceğinin sol kanadında tele benzeyen üç damarcık vardır. Böcek, bu damarı sağ kanadının kenarına sürtünce cırcır diye bir ses çıkar. Dünyanın her tarafına yayılan cırcırböceklerinin türleri çoktur. En tanınanları ocak böceği, ocak cırcırı ve kök kurdu adını taşır.

YARIM KANATLILAR. — Bu takımdan böceklerin içinde en çok tanınanı ağustos böceğidir. Adı, hikâyelere ve atasözlerine bile geçen bu böcek uzun yaz günleri aralıksız Öter. Ama ötenler yalnız erkek ağustosböcekleridir. Bunlar, karınlarının altındaki özel bir organdan kesik ve hep bir örnek sesler çıkarırlar.

Bu takımdan olan öteki böcekler arasında, bitkilerde asalak olarak yaşayan bitki kurtları ile bitki bitleri de vardır. Bitki böceklerinin hepsi aynı takımdan değilse bile çoğu yarımkanatlılar sınıfındandır. Bunların içinde ekin güvesi, salkım güvesi, floksera (bağ biti), bakla kurdu, yer kurdu, zeytin güvesi ve kırmızı böcek gibi böcekler vardır.

DAMAR KANATLILAR. — Bu takımdan olan böceklerin kanatları büyük ve damarlıdır. Daha çok suda ve su kıyılarında yaşarlar. Birçok türleri vardır. En çok tanınanı halk arasında tayyare-böceği denilen yusufçuktur. Bu sınıftan olan böcekler su sinekleri olarak tanınır.

Su sinekleri yumurtalarını suyun yüzüne bırakırlar. Yumurtalar dibe çökerek, kısa zamanda kurt olur. Bu kurtlar su içinde yaşar ve çok yerler. Boyuna deri değiştiren kurtçuk bir su bitkisine asılarak sudan çıkar. Burada kurtçuğu saran sertçe deri çatlar ve kanatlı su sineği ortaya çıkar. Yusufçuk ve kızböceği sineklerine dragon sinekleri de denir. Yusufçuğun uçuşu şahinlerin uçuşuna benzer.

KANATSIZLAR. — Bu takımdan olan böcekler pek çoktur. Küçük, yumuşakça gövdeleriyle toz parçasını andıran kitap güveleri, insanlara ve hayvanlara asalak yaşayarak kan emen bit ve pireler ile tahtakuruları hep bu takımdandır. Hepsi yumurtadan çıkarlar.

Tahtakurusu, insan kanı emerek yaşar. Tiksindirici küçük bir böcektir. Çok obur,  çok kurnazdır.  Loş ve karanlık yerleri sever. Pis kokuludur. Bu koku düşmanlarından korunmak içindir. Çok üreyen bir böcektir.

Bit, insanlarda, sıcakkanlı hayvanlarda asalak olarak yaşar. Kan emen bit birçok hastalıkları (tifüs gibi) insanlara taşıdığı için çok zararlı bir hayvandır. İnsanlarda yaşayan bitin 3 türü vardır: 1. baş, 2. vücut, 3. kasık biti.

Pire de kan emici bir böcektir. Çok iyi sıçrar. En çok kedi ve köpeklerde yaşar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir