Altın

ALTIN

Parlak sarı renkli, çok yoğun, işlenmeye son derece elverişli, çok değerli bir elementtir. Paslanıp bozulmaması, çok alıcı bulması, buna karşılık yeteri kadar bol bulunmaması, çok eski çağlardan beri, altını, en fazla aranan, en pahalı metaller arasına sokmuştur. Genellikle, alüvyonlu yataklarda kumla karışık olarak veya kayalar içinde damarlar halinde bulunur. Altın işlenmeye o derece elverişlidir ki, bir gram altından 200 m uzunluğunda tel çekmek ya da bir kitap yaprağının 250’de biri kadar inceltmek mümkündür.

Saf altın 24 ayar kabul edilir. Bu, içinde başka bir metal bulunmayan altındır. Ancak saf haldeki altın fazla yumuşak olduğundan işlenmeye elverişli değildir. Süs eşyası yapımında genellikle 18 ayar altın kullanılır. 14, 12, 10 ayarlık altın da kullanılır. Altının ayarını düşürmek için gümüş veya bakırla karıştırılır.

Altın çok iyi bir ısı ve elektrik iletkenidir. Havadaki oksijenden, asitlerden etkilenmez; yalnız, altın suyu denen karışımda erir. Altın suyu, iki kuvvetli asidin birleştirilmesiyle yapılır.

Altının ne oranda karışık olduğunu anlamak için mihenk taşı denen çok sert, asitlerden etkilenmeyen bir taş kullanılır. Mihenk taşı, ayarı bilinmek istenen altınla çizilir, ayrıca ayarı bilinen bir başka altınla da çizilir. İki çizginin üzerine de bir asit karışımı damlatılır. Asidin etkisiyle altının içindeki bakır erir, geriye saf altın kalır. Bundan sonra altın çizgilerinin kalınlığı karşılaştırılır. Buna göre ayarı bulunur.

Yüzyıllardan beri insanlar, altın bulmak için dağları, denizleri aştılar; akıl almaz mücadelelere giriştiler. Amerika’nın bulunuşundan sonra, altın aramak için, bu yeni anakaraya akın başladı.

ALTININ ELDE EDİLMESİ

Altın alüvyonlu akarsu yataklarında kumla karışık olarak bulunur. Bundan altın elde etmek için, kumlar 2-3 m eninde, 2 km kadar uzunlukta özel kanallardan geçirilir. Bu kanallar hem eğimli, hem de zigzaglıdır. Kumlar kanaldan akıp giderken altın zerreleri kumdan ağır olduğu için dibe çöker, kum daha hafif olduğundan akıp gider. Biriken zerreler sonradan toplanır. Eski altın arayıcıları da, kumları leğenler içinde çalkalayarak altının tozlarının dibe çökmesini sağlar, bu yolla altın elde ederlerdi. Kuvars kayalarında bulunan altını elde etmek için de kayalar önce dövülerek toz haline getirilir; daha sonra cıva ile karıştırılıp damıtılır.

Altının altın klorid, altın bromid, altın siyanid gibi birleşikleri vardır.

Altın paslanıp bozulmadığı için süs eşyası yapımında en çok kullanılan metaldir. Pek çok ülke, para sisteminde altını esas olarak alır. 1492’den 1955’e kadar geçen süre içinde elde edilen altın 55.000 ton kadardır. Bunun yarısı devletlerin millî hazinelerinde saklanır.

TARİHTE ALTIN

Altın pek eski çağlardan beri bilinen bir maddedir. Eski Mısırlıların altından süs eşyası yaptıkları, değerli bir madde olarak faydalandıkları bilinmektedir. Elde edilen altın hiçbir zaman isteği karşılamadığı için, altın çağlar boyunca değerini kaybetmemiştir.

Altın Amerika’nın keşfinden sonra eskiye göre bollaşmıştır. Ortaçağ’da bu değerli maddeyi elde etmek için, simyacılar (alşimistler) çeşitli maddelerden altın yapmaya çalışırlardı. Başlıca işleri hayat iksiri ve altın yapmaya çalışmaktan ibaret olan simyacılar altın ya da hayat iksiri yapmayı başaramamışlarsa da bu sürekli çalışmalarla kimya bilimine yararlı olmuşlardır.

Amerika’nın keşfinden sonra altın üretimi çok artmıştır. Ancak istek fazla olduğundan altın yine de değerini korudu. Güney Afrika Birliği’ndeki altın yatakları keşif edilince altın üretimi daha da arttı. 1970 istatistiklerine göre en çok altın Güney Afrika Birliği, Kanada, .AB.D., Japonya, Ghana ve Filipinlerde elde edilmektedir.

ALTIN ÖZELLİKLERİ

Simgesi Au; atom ağırlığı: 197,2; atom sayısı: 79; özgül ağırlığı: 19,4; erime noktası: 1063°C, kaynama noktası 2 800°C.

Altın
Altın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir