Evin Tarihi, Çin evleri, Japon evleri

Mağaralarda rastlanan kalıntılardan, süslemelerden ilk insanların buraları barınak olarak kullandıkları anlaşılmaktadır. Sonraları hayvanları evcilleştiren ve bunların ürünleriyle geçinen göçebe toplulukların çadırlarda yaşamış olması akla uygundur. İlk sabit evler insanların tarıma başlamasıyla ortaya çıkmıştır. Dayanıksız malzemelerden yapılan bu ilk evlerden yeryüzünde hiç iz kalmamıştır. Bunların nasıl olabileceğini günümüzün ilkel topluluklarının yaptığı evlere bakarak anlayabiliyoruz.

Bugün kazılardan çıkarılan en eski evler Cilalıtaş Çağı’ndan kalmadır. Bu çağda evler ya düzlüklere ya da göl üzerine kuruluyordu. Karalardakiler taştan, kilden, ağaçtan yapılmış penceresiz kulübelerdir. Girişleri kolaylıkla kapansın diye çok dar yapılmıştır. Bu kulübe kümeleri bir duvarla çevrilmiştir. Göl üzerinde yapılanlar kazıklara oturtulmuştu. Evin suyla çevrilmiş olması yaban hayvanlarından korunabilmek için çok yararlıydı.

Eski Mısır evleri; M. Ö. 3000 yıllarında Mısırlılar dünyanın en uygar insanlarıydı. Zenginlerin çok büyük, taştan değerli eşyalarla süslü evleri vardır. Halk toprak evlerde otururdu. Çatı palmiyelerle örtülürdü. Pencereler, güneşi içeri sokmadan havalandırmayı sağlamak için, çok yukarıda, tavan yakınlarında açılırdı.

Babil ve Asur evleri: Güneşte kurutulan kerpiçlerden yapılmış, iki katlı düz damlı, küçük pencereli yapılardı. Merdivenleri dışardandı.

Eski Yunan evleri: Bu çevrede yaşayan insanlar kerpiç ve taştan kullanışlı ve gösterişli evler yapmışlardır. Son kazılar bu evlerde kanalizasyon ve su donanımı bulunduğunu göstermiştir. Geniş pencerelere cam yerine deri geçirilirdi. Çoğunlukla 2 katlı olan bu evlerin merdivenleri içerdendi. Burada bir taşlığın çevresine sıralanmış odalardan oluşan evler de vardı.

Roma evleri: Bunların kurduğu sağlam yapıların kalıntıları bugüne kadar gelmiştir. Roma evlerinde bugünkü kalorifere benzer bir ısıtma düzeni bile yardı. Zenginler büyük köşklerde, halk tahtadan yapılmış çok katlı yapılarda birkaç aile bir arada yaşarlardı. Romalılar pencerelerine cam takarlardı.

Avrupa’da ilk evler: İlk çağlarda Avrupa’da kalastan sivri damlı evler yapılmıştır. Kalasların arası toprakla dol-duruluyordu. Kuzey bölgelerde sivri damlar göze çarpıyordu. .Kışların çok sert geçtiği bu yerlerde, böylece karın damda birikmesi önlenmiş oluyordu. Pencereler çoğunlukla damdaydı. Düşmana karşı da evlerin çevresine hendek açılırdı.

Ortaçağ evleri: Bu dönem Avrupa’da şatolar dönemidir. Şatolarda yüksek duvarlarla çevrili geniş bir avlu yüksek bir kule, uzun taşlığa açılan küçük odalar vardı. Duvarların dışını suyla dolu bir hendek çevirirdi. Kaldırılıp indirilen bir köprü bu hendeği aşmaya yarardı. Daha sonra bu şatoların çevresinde şehirler kuruldu. Şehir evleri taş ya da tuğladan yapılırdı. Bu evler 2-3 katlı olabilirdi.

Rönesans evleri: Bu dönemde Avrupa evlerinde eski Roma’nın etkisi görülmeye başladı. Er, büyük Özellik bakışımdı. Yapıların iki yanı birbirinin aynı oluyordu. Bir yanda merdiven varsa öbür yana da bir tane konuyordu. Odaların duvarları süslü kâğıtlarla kaplanıyordu. Pencerelere perde asmak önemli bir yenilikti.

Çin evleri: Bunlar çubuk ve kamışlar üzerine çamur sıvanarak yapılırdı. Pencere azdı. Kapılar bir yandan öbür yana itilerek açılırdı. Damlar geniş saçaklı uçları kıvrık- ve kiremitle örtülüydü.

Japon evleri: Japonya deprem bölgesi olduğundan, tek katlı kamış evler yapılırdı. Çok bol pencere kullanılırdı. Bölmelerin birinden ötekine sürme kapılarla geçilirdi.

Safranbolu Evleri: Safranbolu evleri, Karabük iline bağlı Safranbolu ilçesinde, 18. ve 19. yüzyıl Osmanlı kent dokusunun günümüze kadar korunduğu bölgenin genel adıdır. UNESCO tarafından 17.12.1998’de Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir