Bebek
Bebek, henüz yürümeyen çocuğa verilen addır. Bazen daha büyük çocuklar için de kullanılır. Çocuğun hayatının ilk 24 ayını kapsar. Bu dönem çocuk ölümlerinin en fazla olduğu dönemdir. Tıptaki ilerlemelere ve çocuk sağlığını korumada gösterilen başarılara rağmen bu çağlarda ölüm orana çok yüksektir. Annenin o sıralarda geçirdiği hastalıklar, erken doğum, kötü beslenme bunu etkiler.Bebeğin öteki anlamı da çocukların çok sevdiği ve insan biçiminde olan oyuncaktır. Yurdumuzda onun adına daha çok gelin denir. Bazı yerlerde de güççe, korçak, kurçak sözü kullanılır. 5-8 yaşındaki kız çocuklarının en büyük eğlencesidir. Bunun yanında, öteden beri süregelmekte olan yağmur dualarında ve bahar törenlerinde büyükler de bebekten yararlanmışlardır.
Bebek çok eski çağlardan beri dünyanın her yanında görülmüştür. Çok eskiden kalan el işleri arasında bile bebeğe rastlanır. Hindistan’da ve Afrika’da ayrıca din törenlerinde de bol bol kullanılmıştır. Amerika yerlileri bebeği, çocuğa din terbiyesi vermek için yaparlardı. Bazen de eğer çocuk küçücükken ölürse, anneleri onların beşiklerine süslü püslü bebekler yatırır, böylece çocuklarını anar, yaslarını belli ederlerdi. Eski Japonya’da da anneler yeni doğmuş çocuklarının başına bir kötülük gelmesin diye birer bebek edinirler, onları giydirip, kuşatıp canlı imiş gibi davranırlardı. Böylece kötü ruhları şaşırtıp asıl çocuklarına bir kötülük etmelerini Önlediklerine inanırlardı.
Afrikalılar ve Kızılderililer bebeğe benzer küçük heykelcikler yapmışlardır. Bunların çoğu gerçek bir sanat eseridir. Bizim Hacıyatmaz diye bildiğimiz oyuncak da bir bakıma bebektir. Çinli çocukların başlıca oyuncağıdır.