BASIN

BASIN

Gazete ve dergi gibi belirli aralıklarla çıkan çeşitli yayınların bütünü bu ad altında toplanır. Basının toplum hayatında çok öneli bir yeri vardır. Çünkü, belli aralıklarla yayınlanan gazete ve dergiler denetleyici ve eleştirici yazılarıyla bir kamu ödevi görürler. Demokratik sistemlerin dayandığı yürütme erki, yargı erki ve yasama erki yanında basın bir dördüncü güç niteliğindedir.

Gazete ve dergiler okuyucularına yalnız haber vermezler. Siyaset, edebiyat ve toplum alanlarındaki görüşleriyle kamuoyunda etki yaparlar. Basının görevide yönetimi denetlemesidir. Kamuoyuna yararlı olmak için önce basının özgür olması, sonra da elindeki büyük gücü kötü yolda kullanmaması gereklidir. Basın özgürlüğü, uzun ve yıpratıcı uğraşılardan sonra elde edilmiştir. Ama bu özgürlüğün sınırı her ülkede aynı değildir. Ayrıca, basını denetlemek için çıkarılan kanunlar da ülkelere göre değişir.

BASININ TARİHİ

Eski çağlarda gazete yoktu. Halka duyurulmak istenilen haberler, ya bağırıp, yüksek sesle bildirilir, ya da sokaklarda belirli yerlere şimdiki ilânlar gibi yazılıp, asılırdı. Bugünkü anlamda gazeteler, ancak matbaacılığın gelişmesinden sonra Avrupa’da XVII. yüzyılın başlarında çıkabildi. İlk gazetenin ne zaman ve nerede çıktığı tartışma konusudur. Tarihler, ilk gazetelerin Almanya, İngiltere ve Fransa’da birbirine yakın yıllarda yayınlandığını ileri sürerler. Almanya’da 1622 yılında Magdeburg’da çıkan Zeitung piyasa haberleri veriyordu. İngiltere’de 1622’de çıkan Weekly News haftalık bir gazeteydi. Fransa’da Renaudot adında bir doktorun 1631 yılında kurduğu gündelik gazete ise bugünkü anlamda ilk gazete idi. Gazete kelimesi, bugünkü anlamını o gün almıştı.

İlk gazeteler, az basılırdı. Telgraf, telefon ve radyo olmadığı için haber alma ve yayma imkânları kıttı. Ayrıca, hükümetler gazeteleri baskı altında tutar, ağır vergi alırlardı. Bu yüzden pahalı olan gazeteleri herkes alıp okuyamazdı. Fransız devriminden sonra, Avrupa’ya özgürlük havası yayılınca basın da gerçek önemini kazanmaya başladı. XIX. yüzyılda demokratik sistemin gelişip kökleşmesi, telgraf, telefon ve telsizin bulunması ile basın büyük bir güç haline geldi. Bugün basın, çeşitli teknik imkânlara kavuşmuştur. Gazeteler ve dergiler milyonlarca basılmakta, bütün dünya uluslarını, Birleşmiş Milletler örgütünün bile başaramadığı oranda birbirine   yaklaştırmaktadır.

BİZDE BASININ TARİHİ

Basımevi gibi gazetecilik de Türkiye’ ye geç girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde, ilk gazete, 1828’de Mısır Valisi  Kavalalı Mehmet Ali   Paşa’nın yayınlattığı «Vekayi-i Mısrıyye» idi. Türkçe ve Arapça çıkan bu gazete, belirsiz   zamanlarda yayınlanıyordu.

İlk Türkçe gazete II. Mahmut’un emri ile İstanbul’da 1831 yılında çıkarılan «Takvim-i Vekayi» idi. Resmî olan ve haftada iki defa çıkan bu gazetede resmî olmayan haber ve yazılar da vardı. «Takvim-i Vekayi» in Fransızca çıkan «Le Moniteur Ottoman» adlı ayrı bir sayısı da vardı.

Türkiye’de ilk özel gazeteyi 1840 yılında William Churchill adında bir İngiliz çıkardı. Bu gazetenin adı «Ceride-i Havadis» idi ve gündelik çıkıyordu. Türkler tarafından yayınlanan ilk özel gazete ise 1860 yılında çıkarılan «Tercü-man-ı Ahval» dir. Şinasi ile Agâh Efendi’lerin çıkardığı bu gazete günlüktü.

Bundan sonra yayınlanan gazeteler, Türk düşünce, sanat ve basın hayatında büyük etkiler yaptı. 1881 yılına kadar yalnız İstanbul’da yayınlanan gazetelerin sayısı yüze yaklaşmaktaydı. Bunların içinde en önemlileri Şinasi ve Namık Kemal’in çıkardıkları «Tasvir-i Efkâr» (1861), Ali Suavi’nin yayınladığı «Muhbir» (1866), Basiret (1869), «Vakit» (1875), Namık Kemal’in çıkardığı «İbret» (1872), Genç Osmanlılar tarafından Londra’da çıkarılan «Hürriyet (1876) ve Ahmet Mithat Efendi’nin «Tercüman-ı Hakikat» (1878) gazeteleriydi. Dergiler  arasında da «Mecmııa-i  Maarif-» (1867), «Hazine-i Evrak» (1879), «Servet-i Fünun» (1891) sayılabilir. Türkiye’de çıkan ilk resimli gazete Ayine-i Vatan (1866), ilk çocuk dergisi ise 1869’da çıkan «Mümeyyiz» idi. İlk kadm dergisi olan «Terakki» de 1869’da çıkarılmıştı.

1881’den 1908 yılına kadar olan süre içinde Türkiye’de gazetelerin yayınlanmasında azalma oldu. II. Meşrutiyetin ilânından sonra, basın hayatı yeniden canlandı. Yalnız 2 yıl içinde Türkiye’de küçük – büyük bine yakın gazete ve dergi yayınlandı. Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nın başlamasına kadar geçen süre içinde yayınlanan önemli gazeteler şunlardır: Tanin (1908), Tasvir-i Efkâr (1908), Tercüman-ı Hakikat (1908), İkdam (1908), Sabah (1908), Yeni Gazete (1908), Malûmat  (1912), Vakit  (1915), Akşam   (1917),   Yeni Gün  (1917), İleri (1918). Millî Mücadelenin başlıca gazeteleri ise 1920’de Ankara’da yayınlanan Hakimiyet-i Milliye ile Yeni Gün gazeteleridir.

Cumhuriyet’ten sonra Türk basını çok ilerledi ve gelişti. Özellikle yeni Türk harflerinin kabulü, 1945 yılında çok partili demokrasi hayatı, gazete okuyucularını arttırdı. Batı ülkelerinde olduğu gibi Türk basını örgütlenip güçlendi. Eskiden çok az basılan gazeteler yüz binlerin üzerinde satmaya başladı.

GAZETE BASIMI

Belirli zamanlarda çıkan bütün gazete ve dergiler basın adı altında toplanır. Ama en önemli gazeteler gündelik çıkanlardır. Dergiler haftalık ya da aylık olur.

Gazeteler, sabah, öğle ya da akşam üzeri yayınlanır. Sabah gazeteleri gece, akşam gazeteleri ise gündüz hazırlanır. Oturduğumuz yerden dünyanın dört bir köşesindeki olayları günü gününe, saati saatine öğrenmek ve fotoğraflarını görmek şaşılacak bir şeydir. Bunu sağlayan uygarlıktır. Telefon, internet, telsiz ve radyo gibi buluşlar sayesinde haber ve resimlerin ulaşımı kolaylaşmıştır.

Basın
Basın

One thought on “BASIN”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir