Ansiklopedi

İnsanların her şeyi bilmelerine imkan yoktur. İşleri ve zamanları bunların hepsini öğrenmelerine engel olduğu gibi, bir kişinin yeryüzündeki her konuyu, her bilgiyi öğrenmesi ve unutmaması da yaradılış bakımından mümkün değildir. Bu yüzden her insan önce kendi mesleğiyle ilgili bilgileri edinir; bundan sonra başka konuları öğrenir. Bunların dışında kalan konularda bilgi edinmek için bu çeşit bilgilerin hepsini ya da bir bölümünü özet olarak içinde bulunduran kitaplara başvurur. İşte bu eserlere ansiklopedi denir. Ansiklopedi kelimesi eski Yunancadan gelmektedir. «bilgi çemberi» demektir. Bütün konuları bir kitapta toplamayı M.Ö. IV. yüzyılda ilk düşünen eski Yunan bilgini Aristoteles olmuştur. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında iki Fransız bilgini, Diderot ile D’Alembert, çeşitli bilgileri içinde bulunduran bir eser yayınlamaya karar verdikleri zaman buna Encyclopedie adını vermeyi düşünmüşler, bunun uygulanmasından da ansiklopedi doğmuştur. Bu ansiklopedide Voltaire, Montesquieu, Rousseau gibi ünlü kişiler çalışmıştır.

Daha sonraları bu alanda, sayısız denecek kadar çok eser yayınlanmaya başlanmış, sonuç olarak basın ve yayın hayatında, iki yüzyıldır çeşitli yayınevleri tarafından olduğu gibi devletlerin ve devlet kurumlarının koruması altında da yüzlerce, binlerce ansiklopedi düzenlenmiş, yayınlanmıştır. Bugün hemen hemen  bütün büyük devletlerin, kendi adlarına düzenlenip yayınlanmış, büyük ve çok değerli ünlü ansiklopedilerinin yanı sıra, her ülkede özel kurumlar tarafından çıkarılmış yine pek ünlü ansiklopediler bulunmaktadır. İngilizlerin, Encyclopaedia Britannica (Britanika Ansiklopedisi), FransızlarınLa Grande Encylopedie(Büyük Ansiklopedi) si bunların başlıcalarındandır.  Çok uzun yıllar ve emekler sonunda meydana getirilen bu eserler, belli sürelerle, yeniden basılırken; zamanla değişen bilgiler eklenir.

Ansiklopediler, çoğunlukla alfabe sırasına göre hazırlanır. Böylece herhangi bir konu hakkında bilgi edinmek isteyen, bunu kolaylıkla bulup okuyabilir.

Ansiklopedilerin başlıca üç çeşidi vardır.

  1. Alfabetik ansiklopedi; bu tip ansiklopedilerde bilgiler doğrudan doğruya madde başlıklarının harf sırasına göre verilir.
  2. Sistematik ansiklopediler, bilim kollarına göre düzenlenir ve her bilim kolu bir konu olarak verilir.
  3. Bunların dışında belirli bir konuyu işleyen ansiklopediler vardır: Tıp ansiklopedisi, müzik ansiklopedisi vb. gibi. 

TÜRKİYE’DE ANSİKLOPEDİ 

Türkiye’de ansiklopedi diyebileceğimiz ilk eser XVI. yüzyılda Taşköprülü zade Ahmet Efendi’nin yazdığı Şakayıkı Numaniye adlı eserdir. Eser Osmanlılar devrinde yetişmiş bilginlerden bahseder. Aynı mahiyette bir diğer eser, XVII. yüzyılda, Kâtip Çelebi tarafından yazılan Keşf’ilzZünûn‘du. Bu eserde 14 501 kitap gözden geçirilmiştir.

Batı anlayışıyla yazılmış ilk Türkçe ansiklopedi 1870 yılında Paris’te Ali Süavi tarafından yayınlanmaya başlamıştı. Kamus’uLUlûm ve’lMaarif adlı bu eser Fransa  Almanya savaşı çıkınca yarıda kaldı. 1881’de Ahmet Rıfat Efendi Luga,ti Tarihiyye ve Coğrafiyye adli eserini yayınladı ki, adından da anlaşılacağı gibi, bu bir tarih ve coğrafya ansiklopedisiydi. 1890’da Mehmet Süreyya’nın çıkardığı SicilUi Osmânî bir biyografi ansiklopedisi. 1899’da Şemsettin Sami’nin çıkardığı Kamus’ul  Âlâm da bir tarih ve coğrafya ansiklopedisi niteliğindeydi.

Latin harfleriyle yayınlanan ilk ansiklopedi 1932 1936 yılları arasında yayınlanan Hayat Ansiklopedisi‘dir.

Türkiye’deki ansiklopediler arasında en önemli yeri tutanlar İslâm Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi dır. İslâm ansiklopedisi, adından da anlaşılacağı gibi Müslümanlıkla ilgili konuları işlemektedir. Türk Ansiklopedisi çok büyük bir genel ansiklopedidir. 1943’te yayınlanmaya başlamış 1978’de 27. cildini tamamlamıştır. Bu ansiklopediler, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanmaktadır. 1950 yılından sonra çok çeşitli çocuk ansiklopedileri de yayınlanmıştır.

Ansiklopedi
Ansiklopedi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir