Fenikeliler
Eski zamanlarda bugünkü Suriye, Lübnan ve İsrail kıyılarında yaşamış olan bir ulusun adıdır. Fenikeliler denizcilikte çok ilerlemişlerdi. Afrika ve Avrupa ürünlerini yerlerinden alıp denizaşırı ülkelere taşırlardı. Bu yüzden zamanlarının en zengin uluslarındandılar. Tüccarlığın yanında el işlerinde de çok ilerlemişlerdi.
Alfabenin gelişmesine önayak oldular. Fenikeliler denizcilikte çok ileri gitmişlerdi. Yelkenli ve kürekti gemileriyle çok uzaklara, İngiltere’ye kadar açılıyorlar, buralardan ülkelerine değerli eşyalar ve madenler taşıyorlardı. Fenikeliler Samî ırkındandılar. Eski Yunanlılar onları derilerinin güneşte yanmışlığından dolayı «kızıl derili» diye adlandırmıştı Tarihte ilk kez M.Ö. 1600 yıllarında varlıklarını duyurdular.
Zengin oldukları ve önemli bir kıyıya yerleşmiş bulundukları için durmadan başka ülkelerin saldırısına uğradılar. Çoğu zaman da başkalarının buyruğunda yaşadılar. M. Ö. 1000 – 525 yılları arasında en parlak dönemlerini geçirdiler. Bunun sonlarına doğru sırasıyla Asurlular’ın, Babilliler’in, İranlılar’ m uyruğu olmak zorunda kaldılar. 333’de İskender (Aleksandros) bölgeyi eline geçirdi. Burasını M. Ö. 64’te de Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti yaptı. Gerek Yunan, gerekse Roma yönetiminin altında yabancı kültürlerin etkisiyle öteki ulusların arasında eridiler, yok oldular. Bağımsızlık çağlarında her kent ayrı bir krallıktı. Bunların içinde bugünkü adlarıyla Beyrut’tu. Sayda ve Sur önde geliyorlardı. Krallık ailelerinin dışında tüccar aileleri de büyük güç sahibiydiler. Ticaret ekonomik hayatın en önemli öğesi olduğu için tüccarların kent işlerinde büyük sözü olurdu. Fenikeliler ‘in denizcilikteki başarıları çağları için eşsiz bulunuyordu. Denizlerdeki akıntıları, rüzgârları çok iyi bildikleri ve bir meslek sırrı olarak titizlikle kendilerine sakladıkları için başka ülkelerin işlerine de yardım ederlerdi. Başka ülkeler Fenikeli denizcileri gerek savaşlarda, gerekse ticarette kullanırlardı. Daha sonraları güçlü bir donanma kuran Yunanlılar Fenikeliler ‘in gemilerdeki düzenli çalışmasından ve ustalığından hayranlıkla söz ettiler. Denizlerdeki üstünlüklerinin yardımıyla o sıralarda kimsenin yapamadığı gezileri kolaylıkla gerçekleştirebiliyorlardı. Afrika kıyılarını dolanmaları bu başarılarından biridir. Çeşitli kıyı kentlerini boyundurukları altına alıp sömürge yapmaları da gene bu yüzden mümkün olabilmiştir. Fenikeliler deniz ticaretinin yanında kara ticaretinde de öndeydiler.
Mısır’ın, Mezopotamya’nın ürünlerini Avrupa’ya götüren kervanların çoğunu onlar yönetirdi. Sattıkları belli başlı ürünler arasında kendi endüstrilerinin hazırladığı maddeler de vardı. Maden işçiliği, kuyumculuk, camcılık, dokumacılık, boyacılık gibi ‘alanlarda oldukça ileriydiler. Bu konulardaki bilgiyi ve ilk örnekleri daha çok çevrelerindeki uluslardan elde etmişlerdi. Bunları ustaca işleyip bol sayıda dış ülkelere satabiliyorlardı. Aritmetikteki ve ağırlıkların ölçümündeki ileri bilgilerini de Babil halkından almışlardı. Yarattıkları eserlerde bu özellik göze çarpar. Fenikeli, kendine özgü bir tarzı geliştireceği yerde çevresinde bulduklarını, gördüklerini olduğu gibi kullandı. Çok eskiden beri Fenikeliler ‘in alfabeyi bulduklarına inanılırdı; ama yavaş yavaş anlaşılmaktadır ki onların rolü gene çevrede buldukları öğeleri değerlendirmekten öteye gitmemiştir. Kısacası, Fenikeliler alfabenin bulunuşundan çok geliştirilmesinde başarılı olmuşlardır.