Fenikeliler

Fenikeliler

Eski zamanlarda bugünkü Suriye, Lübnan ve İsrail kıyılarında yaşamış olan bir ulusun adıdır. Fenikeliler denizcilikte çok ilerlemişlerdi. Afrika ve Avrupa ürünlerini yerlerinden alıp denizaşırı ülkelere taşırlardı. Bu yüzden zamanlarının en zengin uluslarındandılar. Tüccarlığın yanında el işlerinde de çok ilerlemişlerdi.

Alfabenin gelişmesine önayak oldular. Fenikeliler denizcilikte çok ileri gitmişlerdi. Yelkenli ve kürekti gemileriyle çok uzaklara, İngiltere’ye kadar açılıyorlar, buralardan ülkelerine değerli eşyalar ve madenler taşıyorlardı. Fenikeliler Samî ırkındandılar. Eski Yunanlılar onları derilerinin güneşte yanmışlığından dolayı «kızıl derili» diye adlandırmıştı Tarihte ilk kez M.Ö. 1600 yıllarında varlıklarını duyurdular. Okumaya devam et Fenikeliler

Folklor (Halk Bilgisi)

Bir topluluğun halk sanatını, geleneklerini, törelerini, alışkanlıklarını, yaşama biçimini inceleyen, elde edilen bilgileri sınıflayan, komşu ülkelerle, dünyanın başka ülkeleriyle karşılaştıran ve sonunda da sanatçılarla bilim adamlarının yararına sunan bilime halkbilgisi (folklor) diyoruz. Folklor kelimesini ilk olarak İngiliz eski eserler araştırıcısı W. J. Thomson 1846 yılında kullanmış, ondan sonra bu kelime yayılmış, bu bilim dalı büyük bir gelişme göstermiştir. Okumaya devam et Folklor (Halk Bilgisi)

Fizik ve Fiziksel Olay Nedir?

FİZİK NEDİR?

Çevremizdeki maddelerin, cisimlerin değişikliğe uğradıklarını, birçok hareketler yaptıklarını sık sık görürüz. Çekilen bir lastik uzar, buz erir, su kaynar, kaya yuvarlanır, gemi yüzer, balon uçar. Bu olaylar durup dururken olmaz. Her zaman bir etkinin sonucu olarak ortaya çıkar. Uzayan lastiği örnek olarak alırsak, iki ucundan çekerek bir kuvvet uyguladığımız için lastik uzar. Bu kuvveti kaldıracak olursak lastik eski biçimini alır. Bu fiziksel bir olaydır.

Maddeler üzerinde, bazı etkiler yüzünden ortaya çıkan ve maddenin yapısını (molekül yapısını) bozmayan geçici değişiklikleri inceleyen bilim dalına fizik denir. Okumaya devam et Fizik ve Fiziksel Olay Nedir?

Fiziğin Tarihçesi

İlk çağlarda bilim alanı pek dardı. Bir bilim adamı matematik, felsefe ve fizik bilgilerinin hepsini öğrenebilirdi. Bilimler kesin sınırlarla birbirlerinden ayrılmamıştı. Fizik bilimi için de durum böyleydi. Bilginler karşılaştıkları olayları çeşitli yollarla açıklamaya çalışıyorlardı. Fiziğin gelişmesi önce bütün konuları birden inceleyen bilginlerin, sonraları da fizikçilerin çalışmalarıyla bugünkü sonuca ulaşmıştır.

Fizikte ilk buluşlardan birini eski Yunan filozoflarından Thales yapmıştır. Birbirine sürtülen bazı cisimlerin başka cisimleri çektiğini bulmuştu. Ama bu elektriksel olayın açıklamasını yapamamış, cisimlerin ruhu olduğunu ileri sürmüştü. Okumaya devam et Fiziğin Tarihçesi

Fiziğin Yöntemi

Bir fiziksel buluşun kanunlaşması için yapılan çalışma 4 evreye ayrılır:

1— Gözlem. — Olayları, doğada olduğu ve göründüğü gibi incelemeye gözlem yapmak denir. Bu evrede bilgin, Doğa’nın verdiğini ve gösterdiğini önyargıya kapılmadan inceler. Gözlenen olayı ötekilerden ayırır, açık olarak belirtir. Yerini, zamanını saptar. Duyarlı aletlerle usanmadan tekrar tekrar ölçme yapar. İnsanın duyu organlarının güçleri sınırlıdır. En iyi göz bile bir mikrobu göremez ya da uzak bir yıldızın hareketini izleyemez. Bu yüzden sırasında çeşitli aletler kullanılır. Mikroskop, teleskop gibi aletler duyu organlarının gücünü artırır, gözlemin alanını genişletir. Terazi, termometre gibi aletler organların algılarını kesin sonuca bağlamak, olayların şiddetini Ölçmek için kullanılır. Ayrıca gözlemcinin yerini tutan yazıcı aletler de vardır. Okumaya devam et Fiziğin Yöntemi

Filipinler Hakkında Bilgi

FİLİPİNLER HAKKINDA BİLGİ

Filipinler Güneydoğu Asya’da Endonezya adalarının kuzeyinde binlerce ada üzerinde kurulmuş devlet. Toplam yüzölçümü 300 000 km3» nüfusu 94.852.030’dir. Yönetim şekli cumhuriyet, başkenti Quezon’dur. Halkın çoğu Hristiyan’dır. Sayıları 7 000’i aşan Filipin adalarının en büyükleri Luzon, Mindanao, Negros, Panay, Şamar, Mindoro, Palawan’ dır. Bütün adaların kıyıları çok girintili, çıkıntılıdır. Sıcak ve yağışlı bir iklim görülür. Topraklar sık ormanlarla kaplıdır. Kereste, selüloz gibi orman ürünleri elde edilir. Ayrıca tarım da gelişmiştir. Özellikle sıcak iklim ürünleri yetişir. Pirinç, muz, hindistancevizi, tütün, şekerkamışı başlıca ürünleridir. Maden bakımından zengin olan adalarda demir, bakır, altın, gümüş, manganez çıkarılır. Okumaya devam et Filipinler Hakkında Bilgi

Fotoğraf Makinesi

Fotoğraf makinesi, içine ışık girmeyecek biçimde yapılmış bir kutudur. Buna karanlık kutu da denir. Kutunun bir yüzüne buzlu cam yerleştirilir, karşısına gelen yüzün tam ortasına da küçük bir delik açılırsa ilkel bir fotoğraf makinesi elde edilir. Bu kutu bir cismin önüne konulursa cismin her noktasından çıkan ışık ışınları, bu delikten geçerek buzlu camın üstüne düşerler. Böylece buzlu cam üstüne cismin küçük bir görüntüsü düşer. Bu görüntü cisme göre terstir. Kutunun deliğine bir mercek yerleştirilirse, buzlu cam üzerindeki görüntü netleşir. Okumaya devam et Fotoğraf Makinesi

Fotoğrafçılığın Tarihçesi

FOTOĞRAFÇILIĞIN TARİHÇESİ

İlkel anlamda fotoğrafçılık tarihi eskidir. Bir yüzünde buzlu cam, karşı yüzünde küçük bir delik bulunan ilk fotoğraf makinesinden söz edenler arasında Leonardo da Vinci vardır, iyi bir görüntü elde etmek için Nürnbergli Cardan 1550’de bu küçük deliğe bir cam küre yerleştirmiştir. Daha sonra Newton mercek kullanarak bugünkü fotoğraf makinesinin ilk biçimini ortaya çıkardı. Ama görüntünün filim üzerine tespit edilerek saklanması çok sonra gerçekleştirilebildi. Okumaya devam et Fotoğrafçılığın Tarihçesi

Fuzuli Kimdir, Hayatı ve Eserleri

FUZULİ (1494 ? – 1556)

Klasik Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Bağdat yakınlarında Hille’de doğduğu, babasının da Hille müftüsü olduğu söylenir. Fuzulî Irak’ta yaşayıp öldüğü, İstanbul’a gelmediği için hayatı hakkında kesin bilgiler yoktur. Asıl adı Mehmet’tir. Oğuzlar’ın Bayat boyundandır. Bir veba salgınında vebadan ölmüştür. Fazlî adındaki oğlu da şiirleriyle tanınmıştır.

Çok iyi bir eğitim gördüğü hem eserlerinden hem de Türkçe divanının mukaddimesinden anlaşılmaktadır. 1508 yılında Şah İsmail Bağdat’ı aldığı zamana orada yaşayan Fuzulî şiir yazmaya başlamıştı. 1534 yılında Kanunî Sultan Süleyman Bağdat’ı alınca Fuzulî de Osmanlı uyruğuna geçmiş oldu. Bu arada Sultan Süleyman’a ünlü kasidesini sundu. Kanunî de ona aylık bağlattı. Okumaya devam et Fuzuli Kimdir, Hayatı ve Eserleri