Görecelik Kuramı

GÖRECELİK KURAMI

Fizik alanında büyük devrim yapan, eski fiziğin birçok kanununu ya tamamen değiştiren ya da düzeltip kesinleştiren bir kuram (görecelik kuramı) dır. Einstein (Aynştayn) tarafından ortaya atılmıştır. Einstein, görüşlerini 1905 yılında açıklayınca fizik bilginleri arasında büyük bir şaşkınlık yarattı. Birçok bilgin Einstein’ın görüşüne karşı çıktı; onun söylediklerinin doğru olamayacağını savundular. Ama Einstein, büyük bir fizikçiydi; yaptığı deneylerle, açıklamalarla gerek kuramının doğruluğunu, gerekse bilimsel dehasını herkese kabul ettirdi. Bugün Einstein‘ın kuramı fizik dünyasının kabul ettiği doğru kuramların başında gelmektedir. Gün geçip, bilim ve teknik ilerledikçe, atom dünyasında olsun, uzayda olsun yeni buluşlar art arda sıralandıkça Einstein’ın görüşlerinin ne kadar doğru olduğu yeniden ortaya çıkmaktadır.

GÖRECE OLMAK NE DEMEKTİR?

Bazı olayların görece (izafî, relatif) olduğu eskiden de biliniyordu. Görece olmak, bir olayın gözlemciye göre değişmesi, gözlemciye bağlı olması demektir. İlerleyen bir trenle bu görecelik kolayca açıklanabilir. Trenin dışında bulunan bir gözlemci trenin hareketini görür; onun için tren toprağa göre hareket halindedir. Çünkü gözlemci toprak üzerinde bulunmaktadır. Gözlemcinin üzerinde bulunduğu ve olayları gözlediği yere (bu örnekte toprak) referans sistemi denir. Tren, toprak referans düzlemi üzerinde hareket ettiği için topraktaki gözlemci trenin hareket halinde olduğunu görecektir. Trenin bütün pencerelerinin kapalı olduğunu düşünelim. Tren içindeki bir gözlemci, trenin hareket ettiğini gözleriyle göremez. Çünkü vagondaki her şey trenle birlikte hareket etmektedir. Trendeki gözlemci çevresindeki eşyayı sabit görür. Oysa kendi de birlikte olmak üzere, bütün tren ilerlemektedir. Demek ki treni referans alan bir gözlemci için tren hareket halinde değildir. Okumaya devam et Görecelik Kuramı

Evliya Çelebi Kimdir, Seyahatname

EVLİYA ÇELEBİ (1611-1681)

EVLİYA ÇELEBİ divan edebiyatının gezi yazılarıyla, ün yapmış yazarı, İstanbul’ da doğdu. Babası sarayın kuyumcu başsısıydı. Orta derecede bir öğrenim görmüş, hafız olmuştu. Biraz medrese dersleri almış, tarih ve müzikle uğraşmıştır. 24 yaşındayken, saraya, IV. Murat’ın hizmetine alındı. 4 yıl sonra 40 akçe gündelik bağlanarak saraydan çıkarıldı. Okumaya devam et Evliya Çelebi Kimdir, Seyahatname

Ev, Eski Türk Evleri, Evin Tarihi

Ev Hakkında Bilgi

İnsanların doğadan korunmak, günün bir bölümünü içinde geçirmek için yaptıkları barınaklara ev denir. İnsan, nerde yaşarsa yaşasın, bir yere sığınmak, sıcak yerlerde güneşten, soğuk yerlerde kar ve yağmurdan, fırtınadan, yaban hayvanlarından korunmak zorunda kalmıştır. Önceleri, özel bir yer yapmayı bilememiş, mağaralardan, ağaç kovuklarından yararlanmıştır. Yaban hayvanları da sığınacak yer ararken mağaralara sokulduğu için daha sonraları, insan kendisine ağaçtan, taştan barınaklar yapmıştır.

Göçebe olarak yaşayanlara, belli bir yerde kurulmuş evler uygun düşmüyordu. Bu yüzden deriden ya da kumaştan yapılmış çadırlar da ortaya çıktı. Okumaya devam et Ev, Eski Türk Evleri, Evin Tarihi

Enerji, Kinetik Enerji, Potansiyel Enerji

Bir cismin ya da bir sistemin iş yapma yeteneğine enerji (erke) denir. İnsan, makine, hareket eden bir cisim bir iş yapabilir, yani belli bir enerjisi vardır. Bir cisimdeki enerji miktarı, yapabileceği iş miktarına eşittir.

İnsanlığın ilerlemesi, yeni enerji kaynaklarının bulunmasıyla orantılı olarak gelişmiştir. İlk insanlar yalnız kol güçlerinden yararlanmasını biliyorlardı, sonraları ateşten, rüzgârdan, evcilleştirdikleri hayvanlardan yararlanmaya başladılar.   Değirmenlerini su gücüyle çalıştırdılar. Buhar enerjisi bulununca büyük bir ilerleme başladı.-Bununla çeşitli makineler çalıştırıldı. Arkasından elektrik enerjisiyle birçok işler görüldü. Çağımızın insanı, artık atom enerjisini yaygınlaştırmaya, bu enerjiye yeni uygulama alanları açmaya çalışmaktadır. Okumaya devam et Enerji, Kinetik Enerji, Potansiyel Enerji

Elektriğin Tarihçesi, Elektriğin Gelişimi

İlk çağlardan bu yana insanlar elektrik olaylarıyla karşılaşmışlar, açıklayamadıkları bu güç karşısında korku duymuşlar, kutsal bir şey sanmışlardı. Ancak son yüzyıllarda elektriğin bilimsel açıklaması yapılabilmiş, elektrik olayları kanunlara bağlanmıştır.

İlk olarak M. Ö. VI. yüzyılda Yunan bilgini Tales (M.Ö. VII. yüzyıl sonu VI. yüzyıl başı) deneyler yapmış ve kehribarın kumaşa sürtülünce, hafif cisimleri çektiğini görmüştür. Bundan sonra yüzlerce yıl elektrik olaylarıyla ilgili hiç bir çalışma, hiç bir açıklama yapılmamıştır. Okumaya devam et Elektriğin Tarihçesi, Elektriğin Gelişimi

Eşek, Eşek Hakkında Bilgi

Omurgalı hayvanların, memeliler sınıfının, toynaklılar takımının atlar familyasının eşek türüdür.

Attan daha küçük, uzun kulaklı bir hayvandır. Bugünkü evcil eşeklerin ataları Habeşistan ve Kuzey Afrika’da yaşayan yaban eşekleridir. Yaban eşekleri çok hızlı koşan, yerden omza kadar yükseklikleri 120 cm. kadar olan hayvanlardır. 7 000 yıl önce Mısır’da evcil eşeklerin bulunduğu biliniyor. Eskiden Anadolu’da da sürüler halinde yaban eşeklerinin yaşadığı anlaşılmıştır. Anadolu’da, atın daha evcilleştirilmediği eski çağlarda, bütün işleri evcilleştirilmiş eşekler görürdü. Tarımda, binekte, yük taşımada ve savaşta eşekler kullanılırdı. Okumaya devam et Eşek, Eşek Hakkında Bilgi

Evin Tarihi, Çin evleri, Japon evleri

Mağaralarda rastlanan kalıntılardan, süslemelerden ilk insanların buraları barınak olarak kullandıkları anlaşılmaktadır. Sonraları hayvanları evcilleştiren ve bunların ürünleriyle geçinen göçebe toplulukların çadırlarda yaşamış olması akla uygundur. İlk sabit evler insanların tarıma başlamasıyla ortaya çıkmıştır. Dayanıksız malzemelerden yapılan bu ilk evlerden yeryüzünde hiç iz kalmamıştır. Bunların nasıl olabileceğini günümüzün ilkel topluluklarının yaptığı evlere bakarak anlayabiliyoruz.

Bugün kazılardan çıkarılan en eski evler Cilalıtaş Çağı’ndan kalmadır. Bu çağda evler ya düzlüklere ya da göl üzerine kuruluyordu. Karalardakiler taştan, kilden, ağaçtan yapılmış penceresiz kulübelerdir. Girişleri kolaylıkla kapansın diye çok dar yapılmıştır. Bu kulübe kümeleri bir duvarla çevrilmiştir. Göl üzerinde yapılanlar kazıklara oturtulmuştu. Evin suyla çevrilmiş olması yaban hayvanlarından korunabilmek için çok yararlıydı. Okumaya devam et Evin Tarihi, Çin evleri, Japon evleri

Erzincan İli ve İlçeleri Hakkında Bilgi

ERZİNCAN, Doğu Anadolu bölgesinde bir ilimizdir. Doğusunda Erzurum; güneyinde Tunceli, Malatya; batısında Sivas; kuzeyinde Giresun ve Gümüşhane vardır. Yüzölçümü 12 165 km2, nüfusu 224.949 ‘dür. İl merkezi olan Erzincan şehrinin belediye sınırları içinde kalan nüfusu 102 173’dür.

Erzincan‘ın topraklan yüksek sıradağlar ve bunların arasındaki ovalardan meydana gelmiştir. Güneydeki Munzur dağları 3 188 m. yüksekliktedir. Bu sıradağların kuzeyinde Tercan, Erzincan ovaları yer alır.   Erzincan ovası alüvyonlarla kaplıdır. Daha kuzeyde Keşiş dağları yükselir (Keşiş tepesi: 3 537 m.). İlin en önemli akarsuyu Fırat’ın kolu olan Karasu’dur. Doğu-batı doğrultusunda toprakları boydan boya geçer. Erzincan’da kara iklimi görülür. Kışlar uzun sürer, kar yağışlıdır. Yazları çok kuraktır. Yağmur ilkbahar aylarındadır. İl topraklarının tarıma elverişli kısmı az olmakla beraber çeşitli tarım yapılır. Okumaya devam et Erzincan İli ve İlçeleri Hakkında Bilgi

Elektrik Kanunları, Gerilim, Kutuplar

Bütün bilimlerde olduğu gibi elektrik olayları da belli kanunlara uygun olarak gelişir.

Gerilim. — Elektrik yükleri değişik olan iki cisim arasında gerilim (potansiyel farkı) vardır denir. Bu, ele alınan iki cisim arasında elektron sayısı bakımından fark olduğunu gösterir. Pillerin, akümülatörlerin, alternatör ya da dinamoların uçları arasında bir gerilim vardır. Uçların birleştirilmesiyle elektrik akımının doğmasını bu gerilim sağlar. Bu elektrik enerjisine elektromotor kuvvet de denir. Okumaya devam et Elektrik Kanunları, Gerilim, Kutuplar

Elektrik Çarpması

ELEKTRİK ÇARPMASI

İnsan vücudu iletken olduğu için elektrik kaynakları insan için tehlikelidir. İnsan elektrik taşıyan bir iletkene dokunursa elektrik akımı vücuttan geçerek toprağa akar. Geçen akımın şiddeti gerilimin büyüklüğüne ve vücudun direncine bağlıdır. Bu direnç kişiden kişiye değişmekte birlikte ortalama değerlere göre 65 volttan yüksek bir akım insanlar için tehlikelidir. Okumaya devam et Elektrik Çarpması