Karagöz ve Gölge Oyunu Hakkında Bilgi

Karagöz Hakkında Bilgi

Karagöz bir gölge oyunudur. Hayal oyunu adını da alır. Karagöz oynatmak için beyaz bir perde gerilir; arkasında bir ışık yakılır. Eskiden mum ya da kandil kullanılırmış. Perdenin önüne seyirciler oturur. Arkasında ise Karagöz’ü oynatan sanatçı vardır. Bu sanatçı oyununda deve derisinden yapılmış ve çeşitli renklere boyanmış şekiller (suretler) kullanır. Bu şekiller de çok çeşitlidir. İnsan, hayvan, bitki, eşya olabilir. Bir ya da iki sopanın ucuna takılmışlardır. Karagözcü sopadan tutarak perdeye dayar. Arkadaki ışık yarı saydam olan deve derisinden geçerek, şekillerin renkli görüntüsünü perde üzerine düşürür. İnsan şekilleri birkaç parçalıdır. Karagözcü elindeki sopaları oynatarak perdedeki görüntülere çeşitli hareketler yaptırır. Onları oturtur, kaldırır, yürütür, dövüştürür.

Karagözcü, aynı zamanda oyundaki kişileri taklitle konuşturur. Örneğin Karagöz oyununun başlıca tipleri olan Karagöz’ün, Hacivat’ın belli birer konuşması vardır. Ayrıca oyunlarda başka kişiler de yer alır. Bunlar genellikle Osmanlı İmparatorluğu’ndaki azınlıklar ya da çeşitli mesleklerden insanlardır. Her; birinin kendine göre bir konuşması vardır. Karagözcü perdeye çıkardığı tipin sesini, konuşmasını da taklit eder. Yerine göre bazan, kadın ya da çocuk gibi konuşur. Onun için Karagöz oynatmak büyük bir ustalık İşidir. Hem deriden şekilleri oyunun konusuna göre hareket ettirmek, bir yandan da uygun olarak konuşmak gerekir.

Karagöz’ün belli oyunları vardır: «Abdal Bekçi», «Ağalık», «Aşçılık», «Bahçe», «Bakkallık», «Balık», «Bursalı Leylâ», «Büyük Evlenme», «Cambazlar», «Cincilik», «Çeşme», «Eczane», «Ferhat ile Şirin», «Hain Kâh ya», «Hamam», «Hekimlik», «Kanlı Kavak», «Kanlı Nigâr». «Kayık», «Kırgınlar», «Leylâ ile Mecnun», «Mandıra», «Ortaklar», «Karagöz’ün Gelin Olması», «Yalova» gibi. Bu oyunlar eskiden yazılı değildi. Usta Karagözcüler bunları kendi yeteneklerine ve günün sorunlarına göre değiştirir, geliştirir, işlerlerdi. Onların yanında çalışan çıraklar da ustalarından bu oyunları öğrenirdi. Böylece Karagöz oyunları hem kuşaktan kuşağa aktarılır, hem de zamana ve toplumun koşullarına göre değişmelere uğrardı. Böylece, eskimekten kurtulurdu.

KARAGÖZ’ÜN TARİHİ

Bir gölge oyunu olarak Karagöz’ün nerede ve ne zaman ortaya çıktığını kesin olarak bilmiyoruz. Bununla birlikte gölge oyununun doğuşunu eldeki belgelere dayanarak açıklamaya çalışan iki ana görüşten söz edilebilir. Bunlardan birincisine göre gölge oyunu Asya’da doğmuş, oradan Batı’ya yayılmıştır. İkinci görüş ise bunun tersini savunur. İkinci görüş birinciye göre daha az inandırıcıdır. Bu görüşü savunanlar Eski Yunan uygarlığında kukla oyununun çok yaygın oluşuna dayanırlar. Ama M. Ö. V.  yüzyıldan beri kukla oyunlarının varlığını bildiğimiz Avrupa’da gölge oyununun varlığını belirten bir belge yoktur. Söz konusu olan hep kukladır. Bu kukla oyunlarının tipleri ile Doğu’da görülen gölge oyunun tipleri arasında benzerlik olduğu bir gerçektir. Ama bu benzeşme tek başına, Batı’daki kuklanın Doğu’ya gittiğini ve üstelik bu sırada da gölge oyunu haline dönüştüğünü ispatlamaya yeterli değildir.

Gölge oyununun Asya’da doğduğunu söyleyenler de 3 ana kaynak üzerinde dururlar. Bunlardan birincisine göre gölge oyunu ilk olarak Cava adasında doğmuştur. Cava’da bugün de gölge oyunları ve kukla oyunları yaşamaktadır. Bu oyunlar konularını Cava yerlilerinin ilkel dinlerinden, din efsanelerinden ve toplumun sorunlarından alır.

İkinci bir görüşe göre gölge oyunu ilk olarak Hindistan’da doğmuş, oradan Cava’ya ve çevredeki bütün adalara yayılmıştır. Bu görüşü savunanlar gölge oyunu gibi kukla oyununun da Hindistan’da doğduğunu ileri sürerler. Bunu ispatlayan birçok örneği de gerek Hindistan’ın, gerekse Cava’nın eski kültüründe, gölge oyunlarında ve kukla oyunlarında bulmaya çalışırlar. Üçüncü görüş ise gölge oyununun kaynağı olarak Çin’i kabul eder. Bu konuda bir de efsane anlatılır. M. Ö. 140-87 yılları arasında hükümdarlık etmiş olan Çin imparatoru WVnun çok sevdiği karısı bir gün ölür. İmparator üzüntüsünden ne yapacağını şaşırır. Yemekten, içmekten kesilir. Bunun üzerine Şav-Wöng adında bir Çinli bir oyun düzenleyerek imparatoru avutur. Şav-Wöng bir odaya beyaz bir perde gerer. Arkasına bir kandil koyar. Kandilin önünden bir kadın geçirir. Kadının gölgesi perdeye düşer. İmparatora da perdede gördüğü hayalin karısının hayali olduğunu söyler. Bu hikâye M. S. XI. yüzyılda yazılmış bir Çin ansiklopedisinde anlatılmıştır. Bütün bunlara rağmen gölge oyununun Çin’de doğduğunu kanıtlayan başka belge bulunamamıştır.

Gölge oyununun Cava, Hindistan ya da Çin’de ayrı ayrı ortaya çıkabileceğini savunanlar da vardır. İlkel toplulukların birçok ortak özellikler gösterdiği, kültür ve sanat bakımından birbirlerinden etkilenmeden de benzerlikler taşıdığı bilinen bir gerçektir. Onun için bu kuram da yabana atılamaz. Ama ne olursa olsun eldeki bilgilere ve yapılmış araştırmalara bakarsak gölge oyununun Asya’dan doğmuş olduğu görüşü daha inandırıcı gelmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir