Eski Yunanistan’ın en büyük şairi olan Homeros (ya da Homer) tarafından yazılmıştır. Homeros M.Ö. IX. yüzyılda yaşamıştır. Hayatı da anlattığı olaylar gibi efsaneleşmiştir. Doğduğu, yaşadığı yerler kesin olarak bilinmemektedir. Genç yaşında yollara düşmüştü; kent kent dolaşıp şiir okur, destan anlatır, para kazanırdı. İleri yaşlarında üstelik kör de oldu. Gerçekte olmuş bazı olaylar üzerine şiir düzerdi; bazen halk arasında yaşayan şiirlerden de yararlanırdı. Onun şiirleri de ağızdan ağıza dolaştığı için ne kadarını kendi yazdığı bilinmemektedir.
İlyada’nın konusu şudur: Tesalya’da bir düğün vardı. Tanrılar da çağrılmıştı; yalnız arabozuculuk tanrısı Eris’in gelmesi istenmedi. Eris buna çok kızdı ve sırf karışıklık çıkarmak için bir altın elma üzerine «en güzel kadına» diye yazdı, tanrıçaların arasına atıverdi. Tanrıçalar birbirlerine girdiler. Hepsi de «en güzel benim» diye elmayı almak istedi. Zeus kavgayı yatıştırmak için Troya kentinin (bugünkü Çanakkale ilinin Biga ilçesi yakınlarında) kralının oğlu Paris’i hakem seçti. Tanrıçaların her biri Paris’i baştan çıkarmak ve kendilerini seçtirmek için ellerinden geleni yaptı. Paris, seçilirse ona dünyanın en güzel kadınını vereceğini söyleyen Afrodit’i seçti. Daha sonra da Afrodit’ten sözünü tutmasını ve Sparta kralının karısı Helena’yı kendine vermesini istedi. Paris, Helena’yı Troya’ya kaçırınca savaş başladı. Tanrılar ve tanrıçalar da taraf tutarak çatışmaya katıldılar. Savaş yıllarca sürdü. Sonunda Yunanlılar tahta bir at yaparak Troya’nın kapılarına bıraktılar. Atın içi asker doluydu. Troyalılar savaşı kazandıklarını sandılar; eğlenirken attan çıkan askerler kenti ele geçirdi.