Görme Organımız Göz

Görme Organımız Göz

Göz görme organımızdır. Bize çevremizi tanımamızı ve öğrenmemizi sağlayan göz için en önemli organımızdır diyebiliriz. Renkleri, biçimleri, uzaklıkları onunla seçeriz; büyüklükleri onunla kıyaslarız; erişemeyeceğimiz kadar ötelerdeki olayları onunla izleriz. Bu yüzden gözlerimiz en büyük yardımcımızdır.

Çok nazik bir organ olduğu için iyi korunması gerekir. Bu yüzden, yüzde kemikler arasındaki çukurlarda yer almıştır.

Ayrıca gözkapağı, kaş, kirpik ve gözyaşıyla da korunur. Gözkapağı bir perde gibidir; fazla ışığı keser, zararlı maddelerin göze girmesini önler. Kirpik de bir süzgeç gibidir, tozları, mikropları tutar. Kaş alından akan terlerin göze girmesini önler. Gözyaşı gözün daha iyi çalışması için onu sürekli olarak ıslak tutar; göze kaçan yabancı maddelerin dışarı atılmasına yarar.

Göz küre biçimindedir. Kürenin önünden ışınlar girer; arka tarafından da beyne giden sinirler çıkar. Kürenin 3 tabakası vardır. En dıştaki kaim ve sağlamdır. Sert tabaka adını alır. Gözü korumaya yarar. Rengi beyaz olduğu için gözakı deniyor. Önlerde bu tabaka saydamlaşır. Işınlar buradan geçer.

Onun içindeki tabaka damar tabaka adını taşır. Gözü besleyen kan damarları burada yer alır. Rengi kapkaradır; bu yüzden gözün içine giren ışınları yansıtmaz. Önlerde düzleşir ve renklenir; bir perde olur. Buna iris deniyor. İrisin rengi mavi, yeşil, kahverengi, elâ gibi insandan insana değişir. Onun en büyük özelliği ortasının delik olmasıdır. Buraya da gözbebeği diyoruz. Işınlar bu noktadan geçerek gözün boşluğuna girerler. İris çok ışıkta kasılarak gözbebeğini küçültür; az ışıkta da açılarak gözbebeğini büyültür; böylece görmeyi kolaylaştırmak için içeri giren ışık miktarını düzenler. Dikkat edersek gözbebeğinin geceleri kocaman, gündüzleri de ufacık olduğunu görebiliriz. Gözbebeğinin hemen arkasında mercimek biçiminde sert, saydam bir cisim vardır. Bu da’ göz merceğidir. Gelen ışınların derlenip, toplanmasına yarar. Bakılan eşyanın uzaklığına göre incelir, kalınlaşır. Onun yardımıyla eşyanın görüntüsü gözün arkasındaki duyar tabakanın üzerinde oluşur. Göz bozuklukları aslında merceğin görevini tam yapamamasından doğar. O zaman görüntü tam duyar tabakanın üstünde oluşmadığı için baktığımız şeyleri hep bulanık görürüz.
Bu duyar tabakaya da ağ tabaka (retina) deniyor. Bu, renk ve biçim izlenimlerini görme sinirlerine taşır, görme sinirleri de beyne. Çevremizdeki maddelerden gelen ışınlar ilk önce gözün önündeki saydam tabakadan, sonra da gözbebeğinden geçer, göz merceğinde kırılarak gözün asıl boşluğuna girer ve ağtabaka üzerinde görüntüyü oluşturur. Bu izlenimin beyne taşınması sonunda biz de görürüz.

Her göz yuvarlağına bağlı 3 çift kas vardır. Bunlar göze hareket etme özelliği sağlar. Gözün sağa, sola, yukarı, aşağı oynamasında yararlı olur. Bu kaslardan birinin uzama ya da kısalması sonunda şaşılık ortaya çıkar. Gözün bazı parçalarının hareketi yalnız reflekstir. Örneğin göze yaklaşan bir cisim karşısında göz kapakları kendiliğinden kapanır; irisin genişleyip küçülmesi de bunun başka bir örneğidir. Ağtabakanın en duyar bölgesine sarı benek deniyor. Bu nokta aynı zamanda göz ekseninin ağtabakayı kestiği noktadır. Burası çevresine göre biraz çukurdur. Ağtabakada birtakım özel hücreler vardır. Bunlar görme görevini yüklenmişlerdir. Çomak adı verilen hücreler açıklıkları, koyulukları duyar; renkleri fazla sezemezler. Karanlıkta eşyaların biçimlerini bu hücrelerin yararıyla görebiliriz. Koni adı verilen öteki hücreler de renge ve ayrıntılara karşı duyarlıdır. Çomakların kabaca biçimleri vermesine karşılık, koniler renkleri ve biçimlerin kesin ayrıntılarını yakalar. Sarı benekte hiç çubuk yoktur. Bütün hücreler konilerdir. Bunlar ağtabakanın öteki yerlerinde olduklarından da küçük ve incedirler; burada hatta kan damarı bile yoktur. Bu yüzden en iyi görme noktası burasıdır.

İki ayrı gözümüzün olması bize derinlik duygusu kazandırır. Çevremize uzun zaman tek gözle bakarsak derinlik ve uzaklık duygularımızı yitirdiğimizi görürüz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir