Bir müziğe uyarak yaptığımız ahenkli hareketlere dans denir. İnsanlar çok eskiden beri sevinçlerini, üzüntülerini dansla anlatmışlardır. Dans belki de insanların yaptığı İlk sanat gösterisiydi. Bütün öteki sanatların aslında danstan çıktığı ileri sürülür. İlk çağlarda insanlar anlaşmak için ellerini, kollarını sallıyor, başlarından geçenleri, gördüklerini benzetmeler yaparak ani atıyorlardı. Böylece konuşma dili ortaya çıkmadan dans belirmiş oldu. Zamanla bu düzensiz hareketlere bir müzik eklendi, bazı kurallar konuldu.
Yurdumuzun dansları çok zengindir. Daha çok «halk oyunları» dediğimiz bu danslar Anadolu’nun renkli ve zengin geçmişinden doğmuştur. Anadolu Çağlar boyunca çeşitli uygarlıkların yurdu olduğu için ülkemizin dansları bu çeşitliliği yansıtır. Birçok ülkede danslar birbirine benzer; yurdumuzun ise her köşesinde apayrı bir oyun görülür.
BALE
Bale dansın hep birlikte yapılarak zevkine varılacak bir oyun olmaktan çıkıp seyredilecek bir gösteri olmasından doğmuştur. Çok eski zamanlardan beri tiyatronun içinde bütüne kaynamış bir süre operanın içinde yer aldı. Daha sonra birçok besteci yalnız bale için parçalar yazmaya başladılar. Bale süiti denen bu parçalar özel olarak yetiştirilmiş dansçılar tarafından koreograf adı verilen sahneye koyucunun yönetiminde öğe olarak yer alan bale, sonraları, XVII. yüzyıla doğru, kendi başına bir sanat dalı olmaya başladı. Özellikle operanın gelişmesi baleye de yaradı. Bale aslında bir sahne sanatıdır.
Önceleri Ruslar balede çok ilerlemişlerdi. Petersburg balesinin yüzyılın başlarında Avrupa’da verdiği gösteriler çok büyük etki yarattı. Bu olay balenin hızla yayılmasına ve ilerlemesine önayak oldu. Bugün Rusya’nın yanında İngiltere’de, Fransa’da, Danimarka’da ünlü bale toplulukları vardır. Baleciler çok küçük yaşlardan başlayarak yetiştirilir; kasların balenin istediği yumuşaklığa erişmesi ancak böyle olur. Uzun süren yorucu bir yetişme döneminden sonra bile baleci kendini durmadan çalıştırmak zorundadır. Klasik bale denilen ve yakın zamanlara kadar bale olarak yapılan dansın kesin kuralları vardı; bunda ayakların duruşu, dönüşler, el ve kolların tutuluşu kesinlikle belirlenmişti. Yakın zamanlarda olarak yer alan bale, sonraları, XVII. yüzyıla doğru, kendi başına bir sanat dalı olmaya başladı. Özellikle operanın gelişmesi baleye de yaradı. Baleciler bu kalıpların dışına çıktılar. Bazen modern dans diye anılan bu bale türü her türlü güzel vücut hareketini kullanmaya başladı. Böylece daha çok geçen yüzyılın beğenisine dayanan bir dans biçimi yerine günümüze yakın bir bale ortaya çıkmış oldu.
Dansın gelişmesi bir bakıma insan toplumlarının gelişmesine uygun olarak belirdi. Yakın çağların dansları olan vals, polka, mazurka XIX. yüzyılda çok gelişti. XX. yüzyılda ise genç kuşaklar gittikçe dansı ellerine almaya başladılar; eski danslar çok ağır ve durgun bulundu; Afrika’nın, Güney Amerika’nın canlı tempoları danslara girdi. Hızlı, hareketli danslar birbiri ardından belirmeye başladı
TÜRK HALK OYUNLARINDAN BAZILARI
Karadeniz kıyılarımızın oyunları çok hareketlidir. Coşkun bir hızla ayak vurmalara, çömelip kalkmalara, titremelere dayanır. Buna karşılık Kars bölgesinde hızlı olmakla birlikte daha ölçülü, kayarmışçasına atılan adımlara, ince el, vücut hareketlerine dayanan danslara rastlanır. Erzurum ve Sivas bölgesinin halay ve barları topluluk oyunlarıdır. El ele, omuz omuza dans eden sanatçılar birlik duygusunu işlerler. Bu, saat gibi hesaplı, şaşmaz düzenli ayak hareketlerinde kendini gösterir. Orta Anadolu’nun kaşık oyunu oynaklığı ve kıvraklığıyla dikkati çeker; ellerdeki tahta kaşıkları vurarak yapılan bu dans çok renklidir. Batı Anadolu zeybek oyunu da kabadayıca bir heybeti anlatır. Bursalıların kılıç-kalkan oyunu kahramanlığı işler. Yurdumuzun bazı oyunları benzetmelere dayanır; kuşların uçuşunu ya da tarlada ekin toplamayı taklit etmek gibi. Oyunların çoğu topluca yapılır; erkekle kadının bir arada oynadığı danslar pek çoktur.

Yay gibi zıplamaları mükemmel